Paylaş
Bir kez daha yaz sıcaklarında ramazan ayına merhaba dedik. Çocukluğumdan beri benim için ramazan birlikte açılan iftarlar, konu komşu, hısım akraba sık sık görüşülen keyifli sofralarla şenlendiği ay olarak yerleşmiştir aklıma. Zaten kalabalık sofraları hep çok severim. Ramazandaki bu hummalı iftar sofrası hazırlıkları, ezan okunmasını beklemeler, annelerimizin emekle donattığı sofralar, tatlılar, çaylar, kahveler beraberinde muhabbetler bana hep çok sıcak gelmiştir.
Küçükken çok zayıf bir çocuk olduğum için oruç tutmama çok izin vermezlerdi. Ama çok imrenirdim o sabırla bekleme anlarına. 15 yaşındayken “beni sahura kaldırmazsanız yemeden tutarım haberiniz ola” diye bir tehditle bütün ay oruç tutmaya başladım. O zamandan beri de pek fire vermeden her yıl devam ettirdim bu alışkanlığı. Sadece hamilelik ve emzirme dönemlerinde tutamadım. Bir senesi hamileliğe, benim oğlan 19 ay emdiği için de 2 senesi emzirmeye gitti ve bu sene tekrar başladım oruç tutmaya. Tabii her yıl 10 gün geriye gelince bu üç senede iyice sıcaklara rastladı ramazan.
Dinen de hamile ve emziren kadınların (daha sonra telafi etmek üzere) oruç tutmama hakkı var. Ancak bazı din adamları “kendinizi iyi hissediyorsanız tutabilirsiniz” diyorlar. Bence bu özel dönemlerde kendinizi ve bebeğinizi riske atmaya gerek yok. Bir de oruç tutma süreleri kış aylarına göre daha uzun olduğu için hamile olmayanların bile dayanmakta güçlük çektiği bu dönemde sağlık sorunlarına yol açmamak adına hamilelerin ve emziren annelerin oruç tutmasını tavsiye etmiyor uzmanlar.
Annem kardeşime hamileyken -ne akla hizmet yaptığını şu an kendisi bile anlayamamakla beraber- ramazan süresince oruç tutmuş. Şimdiki kadar bilinçli değildi o zamanlar anne adayları. Günümüzde zaten hamile kalma yaşı epeyce ilerledi, hamile kalmak da zorlaştı bu yüzden daha dikkatli ve özenliler. Bebeğinizin anne karnında gelişim sürecinde ihtiyacı olan besinlerden, vitamin ve minerallerden onu mahrum etmemeniz ve kendinizi de güçsüz duruma düşürmemeniz için bu ibadeti ertelemenizde fayda var. Emzirme döneminde de uzun süreler aç kalarak anne sütünün kalitesini düşürmek bebeğinize haksızlık olur sanırım. Bu özel zamanları geçirdikten sonra nasılsa bol bol vaktiniz olacak oruç tutmaya.
Ben ramazanlarda hep kilo alırdım. Bu yıl almamaya kararlıyım. Aslında kolay değil, iftar ve sahur arası çok kısa olduğu için bu süre içinde yemek istediğimiz bütün gıdaları birbiri ardına mideye gönderiyoruz ve sonunda harcayacağımızdan fazla enerji yükleniyoruz, sonra hooop gelsin kilolar. Bir de şu ramazan pidesini kim icat ettiyse cennetlikmiş ama bir yandan da bize kötülük etmiş, nasıl güzel bir tattır o. Yani utanmasam bir pideyi tek başıma yerim ( diyetisyenim duymasın) Yok bu sefer gerçekten kararlıyım. Pideyi fazla kaçırmamaya dikkat ediyorum. Yalnız geçen gece sahurda 2 tane tam buğday unundan yapılma tortilla ekmeği yedim (bildiğimiz lavaş diyebiliriz) sonra Diyetisyen Güneş Aksüs dedi ki bu 2 lavaş 6 dilim ekmeğe tekabül ediyormuş. Bir tane yemem daha makbulmüş.
Bir de eskiden ramazanlarda hiç spor yapmazdım. Madem yaz mevsimine rastlıyor hiç bahane yok, her akşam iftardan sonra çocuğu uyutup yürüyüşe çıkıyorum. Evde çocuğun yanında kalabilecek birisi varsa siz de mutlaka yapın. Televizyon karşısında pineklemek yok. En az 45 dakika yürümekte fayda var. Ramazanda kilo vermek gibi bir kaygımız olmasın ama en azından almayalım.
Herkese sağlıklı, mutlu, huzurlu ramazanlar dilerim.
Paylaş