Paylaş
Her gün hayretle takip ettiğimiz, hızla değişen ülke gündeminde insanın yazı yazmaya eli gitmiyor. Bu yüzden nice önemli günler, üzerinde konuşamadan geçip gidiyor. Örneğin geçen hafta tam da Türkiye’de Twitter’ın yasaklandığı gün “21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü” idi.
Aslında 7 yıldır var olan ancak 2011 yılında Birleşmiş Milletler kararı ile resmileşmiş bir gün. Down Sendromunun bir hastalık değil, farklılık olduğunu herkese duyurmak ve duyarlılığı artırmak için böyle bir güne ihtiyaç duyuldu ve Down Sendromuna sebep olan 21. kromozoma gönderme yapmak için 21 Mart seçildi. Bu yıl böyle karışıklık içinde geçip gitti ama umarım ilerleyen yıllarda daha etkili çalışmalar yapılır bu konuda.
Down Sendromu hakkında toplumsal bir bilinç oluşturulması, Down Sendromlu kardeşlerimizin toplum içinde daha rahat hareket edebilmelerini, kendilerini rahat hissetmelerini sağlar. Biz maalesef bu konuda pek duyarlı bir millet değiliz. Yıllarca Down Sendromunu bir hastalık olarak görerek onları toplumdan ayrıştırdık, çoğunlukla evlere hapsettik. Son yıllarda biraz daha bilinçlenmeye başladığımız doğru. Sivil toplum kuruluşları, bazı kamu kurumları, bazı özel kurumlar çeşitli çalışmalar yapıyor. Yeterli değil tabi ki ama çaba harcanması bile güzel. Mesela bir Down Cafe var ki, bu kardeşlerimize istihdam sağlaması açısından paha biçilemez bir mekan. Eğer merkezi bir yerde arkadaşlarınızla buluşmak istiyorsanız burayı seçebilirsiniz. Hani Gülbağ’dan yukarı doğru çıkarken solunuzda, Profilo Avm’nin yanında kalan Down Cafe var ya, belki yüzlerce kez önünden geçip de hiç girmediğiniz yer, işte oraya bir uğramanızda fayda var.
Beğenin ya da beğenmeyin, sosyal medyanın bu konular üzerindeki etkisi büyük. Belki 21 Mart tarihinde sosyal medyada paylaşılmasa Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nden çoğu kişinin haberi bile olmayacak. Mesela bu yıl Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü paylaşımları #DostlarKromozomSaymaz hashtagi altında toplandı. Sosyal medyayı kullanmanın bu tür faydaları da var. Ama gelin görün ki tam da o gün yasaklandı. Bu da güzel ülkemin şansı.
Umarım 2 Nisan'a kadar ortalık biraz durulur ve Twitter’ımıza tekrar kavuşuruz. Çünkü o gün de dikkat çekmemiz gereken önemli bir gün. 2 Nisan yine Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir.
O gün İstanbul’da çok önemli bir konser var: Dünya Otizm Farkındalık Günü Konseri. Garajistanbul sahnesinde gerçekleşecek bu konserde sevdiğiniz birçok sanatçı yer alacak. Tüm geliri Otizm Dernekleri Federasyonu’na bağışlanacak olan bu konseri Janset sunacak, Aylin Aslım, Birsen Tezer, Ceylan Ertem, Çiğdem Erken, Fırat Tanış, Mabel Matiz ve Ogün Sanlısoy sahne alacak. Hem güzel bir müzik ziyafeti çekmiş hem de Otfed’e yardımda bulunmuş olacaksınız. Bence 2 Nisanı ajandanıza not edin. Gidemeyecekseniz bile bilet alıp katkıda bulunabilirsiniz. Biletleri Biletix’te bulabilirsiniz.
“Otizm Dernekleri Federasyonu da ne ola ki?” derseniz, o da şöyle;
Otizm Dernekleri Federasyonu, 7 yıldır Otizm Platformu olarak faaliyet gösteren ülke çapındaki 24 otizm derneğinin katılımıyla kurulmuştur. Otizm Dernekleri Federasyonu yetişkin otizmlilerden, yeni teşhis alan otizmlilere kadar temel vatandaşlık gereksinimleri olan eğitim, sağlık, meslek edinme, çalışma, barınma, bakım ve sosyal hakları gibi Anayasa’dan başlayarak diğer yasalardan kaynaklı tüm hakların kullandırılması ve eksikliklerin düzenlenmesi yönünde Platform döneminde başlatılan tüm faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bu yazımda da bir filmi anmadan geçemeyeceğim. 2010 yapımı bir Karan Johar filmi; My Name is Khan (Benim adım Khan). Bence bu filmi izleyin, otizmin bir çeşidi olarak bilinen Asperger Sendromu olan bir bireyin bazen zorlansa da hayatın içine karışabildiği, evlenebildiği, toplumda kabul görebildiği bir konuyu işliyor ama orası Amerika Birleşik Devletleri. Darısı ülkemizin başına, biz de bütün farklılıkları kabul edip beraber yaşamayı öğrendiğimiz gün medeniyetten bahsedebiliriz.
Farkların farkında olduğumuz ve hepsine saygı duyduğumuz günler dileğiyle…
Hoşçakalın.
Paylaş