Paylaş
Çok zor bir yaz geçirdim, oğlumun 2 yaş sendromunun zirveye ulaştığı dönemde 1.5 yıllık bakıcı ablasının ani bir kararla bizi bırakması üzerine bir kaç bakıcı denememiz, bizim onu 1 hafta anneannesiyle bırakıp şehir dışına gitmemiz üst üste gelince gerçekten zorlandık ailece.
Bakmayın instagramda genelde keyifli zamanları paylaştığımıza, herkesin hayatında olagelen ufak tefek fırtınalar koptu bizim evde de...
Bakıcımız aniden gittiğinde ramazandı ve ben oruç tutuyordum. Sabah işe git, gel, çocuğu uyut, bu esnada dinlen, uyandığında yemeğini yedir ( ki bu yemek yedirme olayı bizim evde başlı başına bir savaş) akşama kendi yemeğini hazırla ( çok şükür ki mutfakta maharetli bir kocam var da çok yardımı dokundu) sofrayı topla, yıka, iki kedi bir çocuğun olduğu evi temiz tutmaya çalış derken epeyce yorucu geçti ilk günler, o sırada kayınvalidem yetişti imdadımıza, 2 hafta kadar bizimle kalarak yükümü biraz hafifletti, bir de yardımcı bulduk, "oh tamam rahatladık artık düzeni oturturuz" dediğimiz zaman o da daha önce çocuk bakma tecrübesi olmadığından ayrılma kararı aldı. Vallahi kadınları ben kaçırmıyorum, elimden geldiğince rahat ettirmeye çalışıyorum ama doğru kişiyi bulmak kolay değil.
Apar topar memlekete gidip annemi getirdik, Işık'ın bebekliğinde de iyi bir yardımcı bulana kadar 4 ay baktığı ve aralarda da geldiği için Işık anneanneye alışkındı zaten. Bu esnada onlarca yardımcı adayıyla görüşmemiz, bir kaç denememiz daha oldu ama bir türlü gönlümüze göre birini bulamadık.
Bir gün evdeyken telefon geldi radyodan, "Hazırlan 25 Ağustos'ta Alaçatı'ya gidiyoruz" dediler. Bekarken güneyde ne kadar organizasyon varsa beni gönderirlerdi, Altın Portakal var haydi Antalya'ya git 1 hafta, Beach Volley turnuvasına sponsoruz haydi Alanya'ya, Çeşme'ye birer hafta, Festival sunucağım Denizli, Berlin'de Türk radyosunun etkinliği var hoop Berlin'e, Budapeşte'de bilmem ne var koş oraya derken o şehir senin bu ülke benim gezer dururdum. Şimdi öyle mi ya? "Alaçatı'ya gidiyoruz" diye telefon geldiğinde " şey, tamam, ama Işık?" diye kekeledim durdum telefonda, kafamda deli sorular, saniyede 100 soru falan geçti. Şaşkındım. İlk 19 ay emzirdiğim için hiç ayrılmamıştık, sadece 1 geceliğine Alanya'ya gidip gelmiştim, onu da çok anlamamıştı. Ama şimdi 1 hafta ayrılıktan bahsediyoruz.
Durumdan eşime bahsettiğimde ona da gelmesini teklif ettim. Yönetmenliğini yaptığı programları olduğu için sadece 4 günlüğüne bana eşlik edebilecekti ama yeni yayın dönemi başlayacağından daha sonra izin alma durumu olmayabilirdi. Onun da benden aşağı kalır yanı yok, o da tereddüt yaşadı, "ben gelmesem mi, nasıl yapsak, nasıl bırakacağız?" diye düşündü durdu.
"Oğlumuz ne yapacak, bir haftayı nasıl geçirecek diye düşünürken anladım ki esas bağımlı biziz. Bu bir hafta nasıl geçecek, aklımız kalacak mı, rahat edecek miyiz diye kendimizi yedik durduk . Ama ben denemeye kararlıydım. Işık'tan daha küçük çocuklar kalıyor anneanne ya da başka bir büyüğüyle. Hatta bakıcısıyla bırakıp şehir dışına gidenler de var. Benimki neden kalamasın? Annem de cesaret verdi, "rahat olun ben bakarım, siz keyfinize bakın" dedi durdu ama biz yine de evhamlıydık Alaçatı'da olduğumuz süre boyunca. Bir cesaret çıktık yola. Eşim 4 gün kaldı ve döndü, ben tam 1 hafta. O esnada sürekli telefonla konuştuk. "Ben iyiyim, şöyle oynadım, böyle parka gittim" diye bücür boyuyla rahatlatıyordu bizi. Alaçatı'da beraber olduğumuz yakın arkadaşım Çisil Özge'nin oğlu Toprak şu an 9 yaşında ve "biz bebekliğinden beri yazları annemle yazlıkta bırakıyoruz, bazen 2-3 haftada bir gidip görüyoruz, alıştığı için çok rahat kalıyor" dedi ama bu beni o kadar da rahatlatmadı. Galiba ben bağımlı bir anneyim ama ne bileyim bütün yaz anneme bırakamam gibi geliyor. Annem benden daha iyi bakıyor olsa da sanırım ben çocuğumu hep yanımda istiyorum. Belki bunda tam gün çalışmıyor olmamın da verdiği rahatlık var. Arada böyle küçük kaçamaklar ya da iş gezileri olabilir bence. Aslında şu da var; normalde yatılı bir yardımcım olmasından dolayı şehir içinde istediğim yere gidebildiğim için çocuğun varlığı beni bunaltmıyor. Belki de bu yüzden yalnız kalma ihtiyacı hissetmiyorum.
İşin bir de biz döndükten sonraki kısmı var çünkü döndükten sonra Işık'ta bazı değişimler oldu. Onlar da bir dahaki yazıda yer alacak...
Şimdilik bitiriyorum, sevgiler...
Paylaş