Paylaş
İnstagram'da hesabı olan ünlüler kötü yorumlara nasıl katlanıyorlar aklım almıyor! Tüm dünyada böyle mi bilmiyorum ama ülkemizde ünlü birisi fotoğraf koymayagörsün hemen altına nefret kusan yorumlar yazılıyor. Herkes her şeyin uzmanı olmuş, ilgili ilgisiz herkesin bir fikri var ve hemen yorum döşemeye başlıyorlar.
Daha önce de Ece Erken ile ilgili bir yazı yazmıştım. Çocuğu olan ve ünlü bir isim olunca köşemde sık sık yer alacak gibi görünüyor. Ece geçtiğimiz günlerde evlerinde çalışmaya başlayan Filipinli bakıcı ile ilgili bir fotoğraf koymuş ve bakıcıyı bulan kişiyi de tavsiye etmiş. Kendisine bu konuda yardım eden kişinin reklamını yapması son derece normal. Anormal olan altına yazılan yorumlar. O kadar cahilce yorumlar yapılmış ki inanamazsınız, yazan kişinin hayatında hiç bakıcı tecrübesi olmadığı hemen anlaşılıyor.
Çocuk bakımıyla ilgili yazılarım da olmuştu. Onlarca bakıcı değiştirmiş birisi olarak bu konuda hatırı sayılır tecrübem var diyebilirim. Bu yüzden konuyla ilgili hiç tecrübesi olmadan fikir yürütenlere biraz bilgi vereyim istedim. Tahminimce Ece'nin de benim gibi yatılı bir bakıcıya ihtiyacı var. Gerektiği zaman akşam saatlerinde katılması gereken davetlere, sunuculuk yapacağı organizasyonlara ya da hepsini bırakın bir arkadaşının düğününe, doğum gününe gidebilmesi için yatılı birine ihtiyacı var. Annesi başında olsa da çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılayacak daha genç ve dinamik birisi olması avantaj. Ayrıca tatile gittiğinde yanında götürebileceği seyahat engeli olmayan bir bakıcı bulması gerekir.
Ece Erken'in fotoğrafının altına yazılan yorumlarda "Türkiye'deki işsizlikten tutun da yabancı hayranlığına kadar" her konuda yorumlar yazılmış. Vay efendim neden yabancı bakıcı alırmış da Türk istemezmiş, neden farklı bir dinden insana baktırırmış, Türk bakıcı mı kalmamış, ayy tam da burada Simge'nin şarkısını çalmak isterdim “miş miş miş de muş muş muş...” "Üstelik Türk insanı ucuza çalışıyor" diyeni bile var. Bunların hepsi boş konuşmalar. Birincisi yatılı olarak birinin evinizde çalışması için ailevi bir bağlantısı olmaması gerekiyor, ne bileyim mesela eşi olmayacak, çocukları varsa bile büyümüş olacak, aileden başka kişiler de karışmayacak. Bu kriterlerin bir araya gelmesi öyle zor ki, hiç evlenmemiş bulursunuz ya babası izin vermez ya abisi. Evli olan zaten yatılı kalamaz. Eşi vefat etmiştir bu kez oğlu izin vermez. Yani Türk insanında sorun bitmez. "Etraftan ne derler, başkasının evinde nasıl çalışırsın, gece kimlerde kalıyor diyecekler" gibi kaygılarla aile üyelerinden izin koparamayan bir çok kadın bu işi yapamıyor.
Gelelim ücret meselesine... Türk bakıcılar ne yazık ki ücret konusunda yabancılardan daha gözü açık davranıyor. Nasılsa bu insanların en hassas oldukları konu çocukları, istediğimi koparırım düşüncesiyle hareket ediyorlar. Bugün üniversite mezunu birisi 2 bin TL ye iş bulduğunda sevinçten havalara uçuyorken vasıfsız bakıcılar 2 bin TL'yi beğenmiyorlar. Yabancı uyruklu bakıcılar esas görevleri dışında size ev işlerinde de yardımcı oluyorlar. Oysa Türk bakıcılar daha ilk görüşmenizde eve temizlik için başka kadın gelip gelmediğini soruyorlar. Bırakın yatılıyı gündüzlü olarak çalışacak bakıcı adaylarının bile şartları var "Sabah 9'da gelirim 6'da çıkarım, pazar günleri çalışmam, temizlik yapamam, cam falan silemem" gibi şartlarla geliyorlar.
Düşünün benim çocuğum sabahtan akşam üstü 4'e kadar okulda ve benim aslında gündüz çok da ihtiyacım olmamasına rağmen sırf akşamları bir yerlere çıkabilmem için yatılı bakıcıya ihtiyacım var. Peki, bu kişi gün boyunca elinde tablet oturup internette surf yapsın diye dünyanın parasını mı vereyim? Ben bunları yabancı uyruklu bakıcıları övmek için yazmıyorum. Onlardan da çok çektim. Demek istediğim şu ki "bizi yabancılara mahkum edenler utansın" Benim jenerasyonum artık en az bir çocuk sahibi ve hemen hemen hepimiz çalışıyor ve annelerimizin aksine sosyal hayatlarımıza devam ediyoruz. Bizim küçüklüğümüzde akşam gezmelerine mecburen çocuklar da götürülür, çocuk ya orada ya yolda uyur, uyumayan sabah okula kalkarken zorlanırdı. Düğünlere mecburen çocuklar hatta bebeklerle gidilir, yorgunluğa dayanamayan zavallı sabiler elektro saz eşliğinde masaların üzerinde uyumak zorunda kalırdı. Oysa biz çocuklarımızın rutinlerini bozmadan sosyal hayatlarımızı da yaşayabilmek istiyoruz. Sadece gezmek için değil iş icabı gidilmesi gereken yerler de olabilir.
Etrafımda yatılı bakıcı-yardımcı ihtiyacı olan o kadar çok arkadaşım var ki Ece Erken'in fotoğrafı altına yorumlar yazanlar o kadar biliyorlarsa olaya bir el atsalar da hepimize çare olsalar. Siz siz olun bilip bilmeden her konuda fikir yürütmeyin. Sosyal medyadaki fotoğraflarına bakarak kimin ne yaşadığını asla tam olarak bilemezsiniz.
Herkese ön yargısız günler dileklerimle...
Paylaş