Paylaş
Yukarıda sıraladığımız durumlar çoğu zaman, çocuğun ve bizim hayatımızdaki bu radikal değişimin getirdiği uyum çaba ve zorlukları olarak yaşanmaktadır. Ancak detaylı ve dikkatli bir inceleme, durum üzerine düşünme gerçekleştiremediğimizde sorunu ve dolaylı olarak çözümü farklı yerlerde arıyoruz. Sonuç olarak da çözüme değil, istemeden problemin devamına katkıda bulunmuş olabiliyoruz. Bu haftaki yazımızda okul çağında yaşanan en sık karşılaştığımız problem alanlarını sıralayacağız ve aileler neler yapabilir paylaşacağız.
• Akademik zorluklar
• Ödev yapma zorlukları
• Öğretmenleriyle iletişim zorlukları
• Arkadaşlık ilişkilerinde zorluklar
• İçe dönme, kapanma
• Dikkat dağınıklığı
• Hiperaktivite
• Dürtüsellik
• Kekemelik
• Ders başarısızlıkları
• Alt ıslatma
• Tikler, tekrarlayıcı davranışlar
• Sınav kaygısı
• Okula uyum zorlukları
• Özgüven zorlukları
• Bağlılık, bağımlı olma zorlukları
• Ayrılık kaygısı
• Okul reddi
• Öğrenme güçlükleri
• Öfke kontrolü
• Şiddet davranışı
• Karşıt olma, karşıt gelme durumu
• Çocukluk çağı depresyonu
Bu liste danışanlarımızın başvuruları ve en çok çalıştığımız okul çağı sorunları düşünülerek hazırlanmıştır. Farklı problemler de bu listeye eklenebilir. Önemli olan herhangi bir farklılıkta, zorlukta iyi bir yol haritası ile o problem hakkında işlevsel çözümleri hayata geçirmektir.
Problem çözmenin ilk adımı; bir problem olduğunu fark etmek, kabul etmek ve o problemin ne olduğunu doğru tanımlamaktır. O halde ailelerin ilk yapacağı ve hazırlıklı olması gereken şey; çocuklarındaki olağan durumdan farklı olan davranışları, ruhsal değişimleri iyi gözlemleyebilmek ve bunu tanımlayabilmektir. Bu adım çok çok önemli çünkü sorunun habercisi, başlangıcı olan durumun sinyallerini alamamışsak daha en baştan sorunun büyümesine, çözümün gecikmesine istemeden sebep olmuş oluruz.
İlk adım problemi tanımak dedik ancak ilk adıma, belki ebeveynliğin ilk kuralına geri dönerek “çocuğu tanımak” meselesini hatırlatabiliriz. Değişimleri fark edebilmemizin önemli bir bölümünü gözlem becerilerimiz oluşturduğu kadar çocuğumuzu tanımamızın getireceği katkı da çok önemlidir.
İlk adım problemi tanımlamak dedik. Konunun daha iyi anlaşılması için çocuğumuzun “dikkat dağınıklığı” problemi yaşadığını düşünelim. Gözlemlerimiz, duyduklarımız, okuduklarımız, istişarelerimiz (aile içi, arkadaş, akraba, internet) sonrası çocuğumuzun yaşadığını düşündüğümüz problem “dikkat dağınıklığı” olsun. Tabi problemi tanımlarken şu soruların cevaplarını mutlaka not etmemiz gerekir?
• Nasıl bir sorun yaşıyor?
• Bu sorunu ne zamandır yaşıyor?
• Biz bunun bir sorun olduğunu nasıl fark ettik, gözlemledik?
• Çocuk bu problem konusunda neler ifade ediyor, nasıl zorluklar yaşıyor?
Bu soruları da not ettikten sonra peki, şimdi ne yapacağız? Öncelikle şunu söylememiz gerekir. Hiçbir problem tek bir nedenden, durumdan kaynaklanmaz ve tek bir çözümü yoktur. Bu haliyle çocuğumuzun yaşadığını düşündüğümüz “dikkat dağınıklığı” da tek bir nedene bağlı olmayabilir. Bunun için her durumda iyi bir inceleme, değerlendirme en sağlıklı olanıdır. Toplumsal refleksimizle “Çocuktur geçer, büyüyünce geçer, alışır, olur öyle” türünden yaklaşımlar esneklik, kaygı yönetimi açısından çok kıymetli olduğu kadar problemin erken tespitinin göz ardı riski nedeniyle bir o kadar sağlıksızdır.
Problemi doğru tanımladıktan sonra problem çözüm seçenekleri oluşturmamız gerekir. Bunu da bir profesyonelle yapmamız her zaman süreci daha sağlıklı ve işlevsel yapacaktır. “Dikkat dağınıklığı” sorununu okulda yaşadığını düşünüyorsak mutlaka öğretmenleri ile iletişime geçmemiz gerekir. Tam bu noktada hem bu konu özelinde hem de yukarıda sıraladığımız konulardan herhangi birinde ailelerin izleyebileceği yol haritasını paylaşabiliriz. Sıralama durum özelinde değişmekle birlikte bu listedeki öneriler mutlaka gözden geçirilmeli diyebiliriz.
1. Yaşanan problemi doğru tanımlamak
2. Aile üyeleriyle problemle ilgili istişarede bulunmak
3. Okuldaki kademesine göre mutlaka; sınıf öğretmeni ya da branş öğretmenleri ile konuyu istişare etmek, yardım istemek, ne yapabileceğinizi sormak
4. Okul psikolojik danışmanından, rehber öğretmeninden yardım istemek, ne yapabileceğinizi sormak
5. Eş zamanlı ya da sonrasında okul dışı bir profesyonelden; psikolog, psikolojik danışman, çocuk ve ergen psikiyatrından yardım istemek.
6. Gelen çözüm önerileri doğrultusunda hareket etmek ve gelişime göre işbirliğinde bulunduğunuz öğretmenlerine, danışmanlarına geribildirimde bulunarak süreci yönetmek
Biz ruh sağlığı profesyonelleri, psikoterapistler olarak; çocuk için en iyi ilacın (desteğin, terapinin) aile olduğuna inanıyoruz ve çocuk danışanlarımızın problemlerinin çözümünde her zaman aileleriyle de çalışıyor ve onları da destekleyerek, desteklerini alarak onları da sürece katıyoruz. Ancak böyle bütüncül bir sürecin çözüm getireceğine inanıyoruz. Siz iyi olursanız, sizin ilişkileriniz, evliliğiniz, iş hayatınız, yaşamdan aldığınız keyif, yaşamınız ne kadar iyi olursa çocuğunuzun yaşadığı zorluklar o kadar kolay çözülecek ve süreç daha kısa sürecektir. Bu nedenle en başta kendinize ve ilişkinize çok çok iyi bakın, gerisi gelecektir.
Paylaş