Paylaş
Aksi durumda mutsuz sonun başlangıcı daha en baştan hazırlanmış olabilir. Nitekim boşanan çiftler incelendiğinde; evlilik öncesinde kararsızlık yaşayan, endişeli olan kişilerin boşanma oranlarının çok daha yüksek olduğu görülmektedir.
Evlilik öncesi kararsızlık neden yaşanır?
Kritik bir dönem olarak tanımlayabileceğimiz evlilik öncesinde kararsızlıkların yaşanması doğal bir durumdur. İlişkilerin kendinden menkul, kişilere sormayan, aldırmayan, değiştiren ve dönüştüren bir yapısı oluyor. Evlilik hazırlığındaki kişiler; gelişimleri, aile tarihleri, ilişki deneyimleri, gelecek beklentileri, sosyal ve kültürel durumları, arzu, kaygı ve korkularının tümünü ilişkinin ortasına bırakmakta. Tatlı bir telaş içindeki bu dönemde, yaşam karşısında bu sınavda henüz yeterince hazır hissetmeyen kişiler, belirsizliğin de getirdiği duygularla kararsızlığa ve acabalı düşüncelere kolaylıkla dalabilir. Özellikle çiftlerin henüz yeterince bireyselleşememiş oldukları bir dönemde yaşanıyorsa, evlilik öncesi süreç daha da sıkıntılı bir hale gelebilmektedir. Dönemin kendi özelliğinden de kaynaklı yaşanabilir kararsızlık elbette. Ailelerin sürece katılımı, söz, nişan, düğün, kutlama organizasyonlarının planlanmasındaki stres, ekonomik zorluklar, ev-eşya seçimindeki ihtilaflar gibi daha birçok konunun stresli yaşanması kişiyi ‘acaba’ duygusuna sürüklemektedir.
En kötü karar, kararsızlıktan iyi midir?
Genellikle değildir. Sadece daha rahatlatıcı olduğunu söyleyebiliriz. Karar vermenin zorluğunu, sorumluluğunun yarattığı kaygıyı bertaraf etmek için, kişiler genellikle bu ve benzeri deyişlere prim verip adeta çocukça, düşünmeden acele karar verebiliyor. Sağlıksızdır bu şekilde karar vermek. Özellikle yaşamınızı bir başkasıyla paylaşma, birlikte yaşama kararı aldığınız evlilik arifesinde sağlıklı karar almak kritik öneme sahiptir. Pişmanlık ve hayal kırıklığı yaşamamak için kararsızlık yaratan konularla ilgilenmek, kendinizi ve partnerinizi tanımak için ilişkinize zaman tanıyabilirsiniz.
Evlilikten beklentilerinizi gözden geçirin
Bu dönemde kararsızlık yaşanıyorsa; evliliğin sizin için ne anlama geldiğini bir kez daha gözden geçirin. Neler bekliyorsunuz evlilikten? Nelerin değişmesini, gerçekleşmesini istiyorsunuz. Bunların gerçekleşmesi ne kadar mümkün? Neden şimdi evlenmek istiyorsunuz? Partnerinizin de bu sorulara verdiği cevapları birlikte düşünün. Sancılı bir şekilde yaşanıyorsa süreç, uzman desteği almakta da gecikmeyin.
Boşanmaya götüren beş konu
İletişimsizlik: Sadece boşanmaların değil neredeyse tüm çatışmaların kaynağı iletişimsizlik. Kendinizle ve partnerinizle iletişiminizde sorunlar görüyorsanız bu sorunlar kararsızlığı pekiştirir. Bu konuları sağlıklı bir hale kavuşturmadan evliliğe geçiş yapmanız sizi daha zor durumlara sürükleyecektir.
Yaşam tarzı farklılıkları: Özellikle ailelerin de bu konulardaki müdahaleci tutumları nedeniyle birçok çift belki de istemeden birbirinin değişimini, farklılaşmasını bekliyor ancak bu beklentiler genellikle gerçekçi ve sağlıklı değildir. Sizin için sorun oluşturabilecek konuları evlilik öncesinde konuşmanız, çözüme kavuşturmanız bu dönemdeki kararsızlığınızı hafifletecektir.
Cinsellik, sadakat, yakınlığın azalması: Yaşanan cinsel problemler, evlilik dışı ilişkiler, ilgisizlik ve isteksizlikle birlikte cinsel yakınlığın da azalması evliliğin kötüleşmesine neden olan önemli konulardan. Evlilik kararı almış kişilerin bu konularda da konuşmuş, uzlaşmış, uyumlu bir birliktelik konusunda anlaşmış, anlaşılmış olmaları çok önemli. Bu konularda sorun varsa evlilik, daha en baştan keyifsiz, kişilere hizmet etmeyen bir yapı olarak kişilerin mutsuzluğunun kaynağı olacaktır.
Ekonomik sıkıntılar: Evlenince değişeceği umulan, ertelenen, planlanmayan, gerçekçi düşünülmeyen konulardan biri de bütçe yönetimi. Birlikte yaşama kararı almış kişilerin evlilik öncesinde kararsızlık yaşamalarının ardında bazen de “evimizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyiz, geçinebilecek miyiz, istediklerimizi evlenince de yapabilecek miyiz” soruları olmasına rağmen önemsiz görüldüğünde bu konu da boşanma sebepleri arasında yer almaktadır.
Evlilik beklentilerinin uyumsuzluğu: Evliliğin ne olduğu, evlilik beklentilerinin kişiler için ne ifade ettiği, nelerin değişeceği, nelerin istediği, hayal edildiği yeterince konuşulmadığında da kısa zamanda anlaşmazlıklar evliliğin gündemi haline gelebilmekte. Çiftler her konuda evlilik öncesinde konuşabilmeli ve asgari düzeyde anlaştıklarından emin olmalıdır.
Kararsızlık yaşayanlar evliliği ertelemeli mi?
Evlilik öncesindeki kişilere; ne pahasına olursa olsun evlenmek, evlilik kararından vazgeçmemek gibi tutumlar yerine bu dönemde eleştirilmeyi, reddedilmeyi de göze alarak bireyselliklerinin korunacağından emin oldukları ve ilişki içinde karşılıklı uyumu sürdürebileceklerinin onayını almakta ısrarcı olmalarını ve konuşmalarını tavsiye ediyoruz. Bu bağlamda evlilik öncesi kararsızlığı bir sinyal, dikkate alınması gereken bir uyarı gibi görüp kaygı yaşanan konular netleştirilmeden evliliğe geçilmemesi sağlıklı olacaktır. Boşanmaların en yüksek olduğu yılların evliliğin ilk beş yılı olduğunu unutmayın. Nedenlerinden önemli bir kısmını iletişimin sağlıklı olmayışı olduğunu düşünürsek; evlilik öncesi dönemde yaşanan kararsızlığı iletişimle çözerek başlanan evlilik daha sağlam bir temelle başlamış olacaktır.
Cinsellik önemli
İlişkilerin temel lokomotifi belki de cinsellik. İlişkide cinsellik iyiyse her şey daha bir güzel, daha bir esnek ve sağlıklı olur ancak cinsellik kötüyse birçok şey daha çok sorun olur ve çözüm için girişilen çabalar da çok zor olur. Cinselliğinizi ihmal etmeyin ve kötüleşmesine izin vermeyin. Kötüleşme başladıysa da yardım almakta gecikmeyin. Evlilik öncesinde kararsızlığa neden olan konulardan biri de cinselliktir zira. Çiftler cinsellik konusunda da kaygı, istek, arzu ve korkularını rahatlıkla konuşabilmelidir. Konuşulmadığında belki de daha balayıyla birlikte evlilik ilk günden kötüye doğru bir akışa gidebilmekte ancak konuşulduğunda, destek alındığında evliliğin sağlıklı yaşanabildiğini biliyoruz.
Zamanla değişir (mi)!
Araştırmalar ve çatışmalı evlilik için başvuran çiftlerin seanslarındaki deneyimimiz bize gösteriyor ki birçok kişi “eşimin bazı davranış ve tutumları beni rahatsız ediyordu ancak evlendikten sonra değişeceğini düşünüyordum” ve benzeri tuzaklara yakalanmakta. Yine araştırmalar gösteriyor ki erkekler evlendiklerinde eşlerinin genellikle değişmeyeceğine, kadınlarsa evlendikten sonra eşlerinin değişebileceklerine dair gerçekçi olmayan bir inanç geliştirebiliyor. Ancak çift terapilerinde gördüğümüz genellikle tam tersi olmakta. Değişime dair beklentiler varsa bunların evlilik öncesi konuşulması ve çözümlenmesi kritik öneme sahiptir. Değilse mutsuz, çatışmalı bir evlilikte ya da kısa zamanda boşanmanın eşiğinde bulmakta kişiler kendilerini.
Aile ve ilişki tarihinizin yüklerinden kurtulun
Aile hikâyemizde, anne babamızda, yakın çevremizde; ayrılık, boşanma deneyimleri varsa bu gerçeklik de evliliğe dair bizi daha endişeli bir pozisyona sürükleyebilir ve kararsızlık yaratabilir. Kuşaklararası aktarılan bu kaygı sizin ilişkinizde de aynısı olacak anlamına gelmez ancak önlem almaz, sağlıklı ilişki yaşama geçemezseniz bilinçdışı tuzaklanmanız ve aile tarihinizin mağduru olmanız da olası. Yine araştırmalar gösteriyor ki; kadınların evlilik öncesindeki endişeleri ilişkide daha belirleyici bir rol oynuyor. Buradan çıkarabileceğimiz sonuçlardan birinin de; kadınların evlilik öncesi yaşadığı kararsızlıklar, endişeler üzerine daha fazla düşmeleri, bunları çözümlemeden evliliğe geçiş yapmamalarının daha sağlıklı olduğu söylenebilir.
Temel konu iletişim!
Evlilik ve çift terapileri seanslarında gözlemlediğimiz diğer bir konu; evlilik öncesi yaşanan kararsızlıkların büyük bir kısmını çiftlerin problem çözme ve iletişim becerilerindeki eksiklik oluşturuyor. Çiftlerle çalışıldığında bu becerilerin artırılmasına yönelik müdahaleler yapılmakta. Sonrasında kendilerini daha iyi ifade edebilen kişi, partneriyle problemlerini konuşabilir ve çözebilir pozisyona geçebilmektedir. Aksi durumdaysa elde kalan yalnızca çatışmalı, mutsuz ve konuşamayan bir çift olmakta çoğu zaman. Bu bağlamda kişilerin evlilik öncesi destek almaları daha kıymetli hale geliyor. İletişimi sağlıklı olan çiftlerin; ilgi ve onay ihtiyacına karşılıklı cevap verebilen, savunmacı pozisyon yerine empatik davranan, problem değil çözüm odaklı davranan ve olumsuz yaşantılarda fevri ve yıkıcı bir tutum yerine sakin kalmayı deneyen çözüm odaklı davranan yapıları olduğunu söyleyebiliriz.
Kendini tanımak!
Kendini bilmek, tanımak kendinin ve ihtiyaçlarının farkında olmaktır. Adeta bir makinenin işleyişinde ihtiyaçlarını bilmek, takılmalarını, arızalarını fark edip, gerektiğinde olması gereken bakımı yapmak gibi kişi de kendinin ihtiyaçlarını kollayabilmelidir. Tabii bu her zaman mümkün olmayabilir. Olmadığı durumlarda da uzmanına başvurmak da kendinin farkında olma sürecine dahildir. Yardım isteyebilmek, istemeye karar vermek de bir olgunluk, kendini tanıma göstergesidir. Sınırlarımızı bilmek, gerektiğinde esnetebilmek, geri adım atabilmek, daha ileri gidebilmek için güç toplamak, yardım istemek, farklılaşmak, yeni olana uyum gösterebilmek gibi birçok kalite bu yolculukta bize eşlik eder. Evlilik öncesinde de kendinizi tanıma yolculuğu kararsızlık sürecinde sizin için iyi bir rehber görevi görebilir.
Kararsızlık yaşayan kişiler neler yapabilir?
Paylaş