Paylaş
Zor bir soru yetenek mi eğitim mi? Genellikle verilen cevap yetenektir. Bununla ilgili olarak genel kanı yeteneklerin erken yaşlarda ortaya çıkarılması ve desteklenmesinin çocuğu daha hızlı başarıya götürdüğü yönündedir. Buna kesinlikle katılıyorum ama yetenek eğilimlerle desteklenip buna bir de sıkı bir çalışma disiplini eklendiğinde çocuğun başarıya ulaşması hiç sürpriz olmayacaktır.
Çocuklarımızın yeteneklerinin keşfi bu yönden önemlidir. Yetenek bir konuda daha erken ve daha kolay başarılı olmayı getirir. Örneğin müzik konusunda yetenekli bir çocuk, ailesi tarafından da desteklendiğinde, küçük yaştan itibaren konserlere gidip, virtüözleri dinleyip bu konuda eğilimi yaratıldığında tek eksik olarak disiplinli çalışması kalmaktadır. Çünkü disiplinli bir çalışma olmadan bunun başarıya dönmesi mümkün değildir. Disiplinli çalışma derken öyle günde bir saatlik, bir buçukluk saatlik çalışma anlaşılmasın, vakit bulduğu her anı adadığı bir çalışmadan bahsediyorum. Mutlaka gereklidir. Ünlü bir piyano virtüözü kendisine ne kadar yetenekli olduğunu söyleyen hayranlarına kızmış ve “Siz benim ne kadar çalıştığımı bilseniz bana deha demez, çalışmamı küçümsemezsiniz” diye eklemiştir. Aynı şekilde Mozart’ın tarihte bilinen en meşhur yetenekli çocuklardan biri olup 4 yaşında piyano çalmaya başladığı, 6 yaşında kendisine ait eserleri bestelemeye başladığı anlatılır. Ama aynı Mozart 9-10 yaşlarından itibaren gününün harika çocuğu olarak babasıyla sarayları gezip konserler vermiş; yolculuklarında durup dinlenmeden keman hocası olan ve keman teknikleri konusunda kitabı bulunan babası ile birlikte beste çalışmaları yapmıştır.
Günümüzden bir örnek vermek gerekirse herkesin bildiği tenis yıldızlarından Agassi’nin televizyonda izlediğim bir maçında servis çizgisinin her iki tarafına 180 kilometreye varan hızda attığı servislerle arka arkaya sayılar aldığında bu başarının nasıl olduğunu araştırmış ve bir röportajını bulmuştum. Şöyle diyordu Agassi: “Babam eğer her gün 2500 topa vurursam, her hafta 17.500 topa vurmuş olacağımı ve bir yılın sonunda 1 milyon topa vurmuş olacağımı söylerdi. O matematiğe inanırdı. Sayılar derdi yalan söylemez. Yılda bir milyon vuruş yapan çocuk yenilmez olur.” Tabii ki buna yeteneği ve bu kadar çalışmayı kaldıracak motivasyonu da eklersek Agassi’nin başarısının bir sürpriz olmadığını söylemek mümkündür.
Burada önemli olan çocuklarımızın yeteneklerini bulmak bu yetenekleri geliştirmek, onu çalışmaya ikna etmek ve sonra başarısının zevkini birlikte çıkarmaktır. Ne yazık ki ülkemizde “Çok yetenekli ama çalışmıyor, bir çalışsa çok büyük bilim adamı olacak” denen çocuklardan, milli sporcu olduğu halde sınav zamanı geldi diyerek spordan alınan, evde beslenip şişmanlatılan ve sonra tamamen spordan kopan çocuklara kadar yetenekli çocuklarımızın nasıl harcandığını görünce çok üzülüyorum. Bu yeteneklerin illa sanat alanında olması gerekmez, matematik alanında başarılı bir çocuk öğretmeni tarafından yeterince yönlendirilmediğinde matematikten soğumakta, boş zamanlarında fizik problemleri çözen bir çocuk bilgisayara kendini kaptırınca fizik sınavlarını zor geçer hale gelmektedir.
Bütün bunlar yönünden sihirli üçlü yetenek, motivasyon ve çalışma disiplini olup bunları yan yana getirebilirsek çocuklarımızın o alanda en başarılı insanlar arasına girmesi hiç sürpriz olmayacak, ünleri ülkemiz sınırlarını aşacaktır. Bu durumu sporda basketbolcu ve voleybolcularımızın dünya şampiyonluklarını kucaklayan başarılarında görmek mümkündür. Bu yüzden çocuklarımızın hangi konularda yetenekli olduğunu öğrenmeli, onları bu konuda motive etmeli ama biz kendimiz de iyi birer rol model olarak onları disiplinli bir çalışmaya yönlendirmeliyiz.
Yetenek testleri onların yeteneklerini öğrenmemize yardımcı olurken, psikolog ve psikolojik danışmanlar da onları nasıl yönlendireceğimizi bize anlatacaktır.
Başarılı çocuklar yetiştirmeniz dileğiyle…
Paylaş