Paylaş
Genel olarak doktora gitmeyi sevmeyiz. Sadece psikiyatrist konusunda değil genel anlamda doktora gitmeyi sevmeyiz. “Nasıl olsa geçer” der umursamayız. Ne zaman ki geçmiyor, ilerliyor o zaman gideriz. Öyle ki bazen doktor “Bu kadar zaman niye gelmediniz?” der bazen de tedavimizi verir “Bir daha ihmal etmeyin” der biter. Tıbbın diğer hastalıklarında örneğin mide-bağırsak veya kalp hastalıklarında hastalığın zararı sadece kişiyeyken psikiyatrik hastalıklarda hastalıktan tüm aile etkilenir ve sıkıntı yaşar. Bu yüzden kişinin doktora gitmemesi de sadece kendisini değil tüm ailesini etkiler.
Evi birbirine katan, anneye babaya şiddet uygulayan, ders çalışmayan evden kaçan bir genç; evdekilere şiddet uygulayan bir baba; aşırı temizlik hastası olup evdekilere kök söktüren bir anne sadece kendine değil evdekilere de zarar verdiği için, onun tedavisi her şeyden önce tüm evin selameti için gereklidir. Bu yüzden de “Ben iyiyim, doktora ihtiyacım yok” demek sadece o kişinin insiyatifinde olmadığı için doktora götürmeye çalışmak, götüremediğimiz zaman ise kendimiz gidip onun için neler yapabileceğimizi danışmak en doğru davranış olacaktır.
Birçok aile “Ne yapalım, gelmek istemiyor getiremiyoruz” diyerek hem çaresizliğini anlatmakta hem de çözümsüz kalmaktadır. Bu durumda yapılması gereken psikiyatriste ailenin gidip hastanın yaşadıklarını ve yaptıklarını anlatmaları ve ondan yardım istemeleridir. Böyle durumlarda psikiyatrist olarak yaptığımız temel iş onlara yol göstermek, kimi zaman ikna ederek ilaç kullanmalarını sağlamak, kimi zaman da gerekirse yemeğine ilaç koyarak onun tedavisi yolunda yardımcı olmaktır.
O yüzden psikiyatriste gitmeyen ama ailenin düzenini bozan, onların yaşamlarını zorlaştıran durumlarda aile mutlaka bir uzmandan yardım alıp çözüm yollarını öğrenmeli ve bunu uygulamalıdır.
Unutmayın, her zaman yapılabilecek bir şeyler vardır.
Paylaş