Paylaş
Patolojik yalancılığı diğer yalanlardan ayıran temel özellik söylenilen yalanın başlangıçta daha kabul edilebilir bir düzeyde olmasına rağmen bir süre sonra fantastik hale gelmesidir. Yalan söyleyen kişi başlangıçta bunun farkında iken bir süre sonra kendi söylediğine kendi de inanır hale gelmektedir. Bunun örneklerini çocukluk çağlarında farklı şekillerde görebilmekteyiz. Patolojik düzeyde olmasa bile çocuklar yalan söyleyebilmekte ve var olmayan bir durumu varmış gibi anlatabilmektedir. Örneğin babası ölmüş bir çocuk arkadaşlarına hafta sonu babasıyla sinemaya gittiğini söylemekte ve babasının öldüğü söylendiği zaman “O ölmedi, yaşıyor” diye iddia edebilmektedir.
Yalanın patolojik hale gelmesi gençlik dönemlerinde başlar. Genellikle 15-16 yaşları kişiliğin yavaş yavaş kazanılmaya başlandığı yaşlar, aynı zamanda kişilikte yalana yatkınlık varsa bunun yerleştiği dönemler olmaktadır.
Patolojik yalancılığın oluşum nedenleri farklıdır. Kimi insanda hayatın sıkıcılığı karşısında başvurulan bir yol iken, kimi zaman öz güveni düşük insanın öz güvenini yükseltme amacına yönelik, kimi durumdaysa bir yalanla başlayıp onu desteklemek için yeni bir yalan uydurarak devam eden ve ilgi çekmeye yönelik bir süreçtir.
Kendisini doktor olarak tanıtan insanlardan dolandırıcılara kadar; tacize uğradığını söyleyenlerden büyük bir suçu kendi üstüne alan kişilere kadar çok farklı şekillerde ortaya çıkabilmekte kimi örneklerde ise kişi günlük hayatın içinde tek ayak üstünde elli çeşit yalan söyleyebilmektedir.
Patolojik yalan histrionik kişilik bozukluğunda, narsizimde, antisosyal kişilik bozukluğunda, obsesif kişilik özelliği veya borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde gözlenebilmekte ama temel özellikleri onlardan farklı olabilmektedir. Histrionik kişilik özelliği olan insanlarda abartılı davranışlar varken mitomanide bunlar gözlenmez. Narsizmde bu kişiler başka insanların duygularına yabancı olup, onların duygularını çok önemsememekte; antisosyal kişilik bozukluğunda para, güç ve cinsellik için yalan söylemekte; borderline kişilik bozukluğunda ise boşluk hissi ve insan ilişkilerinde sorunlar olabilirken patolojik yalancılıkta bunlar gözlenmemektedir.
Patolojik yalancılık başlangıçta kişinin işine yarasa bile uzun vadede onu zor duruma sokmakta, yalancı olduğu bir şekilde ortaya çıkmakta, sonuçta çevresinden, işinden ve arkadaşlarından dışlanabilmektedir. Bu da sorunu daha büyük hale getirebilmektedir.
Tedavide bilişsel terapiler ve anti-obsesif ilaçlar kullanılmaktadır. İyi bir tedavi ile bu durum ortadan kalkmakta ve kişi yaşamını düzene sokmaktadır. Ancak tedaviyi kabul etmeyen durumlarda bu zorlaşabilmektedir.
Paylaş