Paylaş
Panik bozukluk birden bire başlayan nefes alamama, kalp çarpıntısı, ölüm duygusu, kontrolü kaybedip deli olma korkularının yaşandığı bir hastalıktır. Geldiği zaman en fazla 20 dakika sürse bile bunu bir kere yaşayan kişi sürekli olarak bunu yaşama korkusu ile yaşantısını kısıtlamakta ve gün boyu panik gelir mi diyerek beklemektedir.
Panik bozukluğu olan kişiler halk arasında yaygın inanışla bağımlı olma korkusu yaşayarak ilaç kullanmak istememekte, ilaç dışında bir seçenek olmadığını düşünerek hastalığı ile birlikte yaşama yoluna gitmektedir. Tabii bu hastalıkla birlikte yaşamak mümkün olmadığı için de hayatı zorlaşmaktadır.
Panik bozukluk ilaçsız olarak tedavi edilebilir. Özellikle hastalığın ilk başladığı zamanlar yakalandıysa ve hastalar terapiye uyum sağlarlarsa o zaman ilaç kullanmadan, terapi ile atlatılması mümkündür.
Bu konuda bilişsel terapilerin faydası çoktur. Gelen rahatsızlığın bir kalp krizinin göstergesi olmadığı, bunların kişiyi öldürmeyeceğini fark etmesi kişinin panik konusunda ki korkularını kaldırmaktadır.
Egzersiz yaptığı zaman da aynı belirtileri yaşayıp, sık nefes alıp verdiğinin ve kalp atım hızının yükselmesinin korkulacak bir şey olmadığını görmesi bilişsel tedavide hastaların hastalıklarını tanımalarına ve bunun sonuçlarından korkmamalarına faydalı olacaktır.
Panik bozuklukta korkuyu yaratan, panik sırasında yaşananların kötü bir hastalığın belirtisi olduğu düşüncesidir. Bu düşünceyi atlatıp korkmadıkları zaman zaten paniği yenmiş olmaktadırlar. Bu durumda da ilaca ihtiyaçları kalmamaktadır.
Hastalığın ilerlediği ve hastaların korku nedeniyle ikna olamadıkları durumlarda ise ilaçlarla çok kısa bir süre belirtilerin toparlaması daha sonra gene terapi ile üzerine gidebilmelerinin sağlanması ilaç kullanma süresini kısaltacaktır. Uzun vadede ilaç kullanmak zorunda kalmayacak ve korkmadan hastalık belirtilerinin üzerine gidebileceklerdir. Sonuçta panik bozukluk ilaç dışı yöntemlerle de tedavi edilebilen bir hastalıktır.
Paylaş