Paylaş
Matematiğin sevileceğine inanan hatta bunu gözlemleyen bir kişi olarak rahatlıkla matematiğin sevileceğini hatta hobi haline gelebileceğini söyleyebilirim. Bütün iş bunu baştan bir umacı halinde göstermeden çocuklarımıza yavaş yavaş sevdirmekte. Çocuklar herhangi bir şeyi nasıl oyun haline getirerek seviyorsa matematiği de oyun haline getirmek mümkün. Bunu nasıl oyun haline getireceğimizin sırrı ise mental aritmetikte saklı.
Matemağin temeli olan aritmetik işlemlerinin soyut kavramlar olması ve çocukların bu kavramları akıllarında canlandırmakta zorlanmaları, onların matematikten baştan korkmalarına ve uzak durmalarına, daha sonra ise tekrar yakınlaşamamalarına yol açıyor. Bütün iş önce somut halde gösterip daha sonra soyuta geçebilmesini sağlamaktır. Çocukların ilk başta fasulye saymaları ile başlayan süreç biraz daha yapısallaştırıldığında bütün işlemleri kafalarından yapmaları daha kolay hale geliyor.
Mental aritmetik bunu yapıyor. Abaküs üzerine kurulu olan sistemi ile mental aritmetikte çocuklar aritmetik işlemleri oyun gibi oynayarak ve birbirleri ile yarışarak yaptıklarında çok eğleniyor ve matematiği oyun gibi görmeye başladıklarından seviyor ve öğrenme hevesi duyuyorlar. Bu hevesi duyduklarında ise her şey daha kolaylaşıyor. Saniyeler içinde 3 haneli sayıları çarpıyor, bölüyor ve oyuncak gibi oynuyorlar. İşin daha iyi kısmı da bu konuda birbirlerinden geride kalmadan yapabildikleri için ben yapamıyorum düşüncesine kapılmıyorlar.
Aritmetiği sevdirmenin bir başka yolu da, onunla sık sık zihinden hesaplar yaparak çocuğumuzu alıştırmaktır. Sadece derste karşılaştığı hesaplamalardan ürkmesini engellemek ve severek oyun gibi algılamasını sağlamak onu tüm yaşamında aritmetik becerilerini ilerletecek ve matematiği seven bir birey haline getirecektir.
Paylaş