Paylaş
Çocuklarımız ve gençlerimiz sınavlardan çıkıp çok basit hatalar nedeniyle bildikleri soruları kaçırdıklarını söylediklerinde bizler de en az onlar kadar üzülüyor, "Yine mi yanlış yaptın? Kaç kere söyledim, yine dikkat etmiyorsun “ diyerek hayıflanıyoruz. Sınavlarda artık bilmek yetmiyor, bildiğini eksiksiz olarak göstermek, mümkün olduğu kadar en az yanlışla sınavı tamamlamak önem kazanıyor.
Peki, çocuklarımız istese yanlışlarına engel olabilirler mi? Kısa süre için evet ama sonrasında dikkatleri kopuyor ve bakıyoruz ki en olmadık yanlışları yapmışlar. Sınavın başlarında bir gayret dikkatlerini toplamış ama sınavın sonunda dikkatleri dağıldığı için olmadık yanlışlar yaptıkları gibi daha fenası, doğru bildikleri soruları silip yerine yanlışı işaretlemişler.
Her sınavdan önce adet olduğu üzere "Sınavda soruları doğru oku, soru şıklarını kaydırma“ önerileri hiç mi hiç işe yaramıyor. Çocuklarımız sınav heyecanıyla sınavda bu önerimizi unuttukları gibi, en basit soruları "Ben zaten bunu biliyordum" diyerek, çok büyük hevesle soruları yanlış işaretlemekte, bunu da sınavdan sonra fark edip üzülmekteler. Bu durumdaki çocukların ve gençlerin kendilerinin, anne babalarının hatta öğretmenlerinin en büyük şikayeti kimsenin yapamadığı en zor soruları çok rahat yapabildikleri ama herkesin yaptığı soruları yanlış işaretlemeleri. Örneğin, lise son talebelerinin 5 ile 8'i toplayıp 17 yazmaları gibi. Aynı şekilde "öyle değildir"i öyledir okudukları gibiç Fark etmeden cevap şıklarını da kaydırdıklarında sınav tamamen ellerinden uçup gitmektedir.
Yaptığımız testlerde gözlerinin önündeki rakamları görmemekte örneğin, farklı rakamları bulmaları istendiğinde test sonrası birçok rakamı gördükleri halde fark etmedikleri ortaya çıkmaktadır. Ya da paragraf sorularında, paragrafın sonuna geldiklerinde paragrafın başını unutmaları ve bu soruları yanlış cevaplandırmaları aynı şekilde sözellerde sorulanları doğru algılayıp değerlendiremedikleri için başarısız olmalarıdır.
En çok nerede hata yapılıyor?
Yapılan araştırmalarda çocuklarımızın çoğunlukla görsel ya da işitsel algılama özelliklerinden bir tanesinin daha önce olduğu, eğer diğeri belirli bir düzeyde geri ise o zaman o alan ile ilgili sorularda basit dikkat hataları yaptıkları saptanmıştır. Örneğin görsel dikkati iyi ama işitsel dikkati zayıf olan bir çocuk ya da genç, sayısal sorularda gayet başarılı olup soruları iyi cevapladığı halde, işitsel algısındaki eksiklik ya da zayıflık nedeni ile sözel sorularda basit hatalar yapmakta, bu da onun sınavda alabileceği puanın dolayısıyla da başarısının düşmesine neden olmaktadır. Aynı şekilde işitsel algılaması yüksek, görsel algılaması düşük çocuklarda ise görsel algı ile ilgili olan sayısal sorularda hatalar yaşanıp, çok basit matematik sorularında basit yanlışlar yapmaktadır. Her iki algılama alanı düşüklerde ise dikkat yerlerde sürünmekte ve gerek sayısal, gerekse sözel sorularda yaptıkları hatalar ile sınav bir kabus haline dönüşmektedir.
Bütün bunlar nedeniyle genelde dikkat eksikliğinden bahsedilirken özelde görsel ya da işitsel algı eksikliğinden bahsetmek daha doğru olacaktır. Bu ise her baktığımızı görmediğimiz, her işittiğimizi ise duymadığımız gerçeği ile örtüşmektedir. Bu durumun erken yaşlarda tespit edilmesi sadece sınavlarda hangi alanın kuvvetlendirilip daha az hata yapılmasının sağlanması yanında gelecekte seçeceği sözel ya da sayısal alanın belirlenmesi daha da ötede meslek seçiminde daha doğru kararlar verilmesine neden olacaktır.
Çocuklar ilgilerini çekmeyen konularda hata yapıyorlar
Dikkat eksikliği durumunda ailelerin en çok yanıldıkları konu, dikkat eksikliği olan çocukların dikkatlerini her zaman toplayamamaları değil, istedikleri yerde ve zamanda belli bir süre dikkatlerini toplayabilirken sevmedikleri ve ilgilerini çekmeyen konularda ise dikkatlerini toplayamayıp çok basit hatalar yapmalarıdır. Örneğin bilgisayarın başından kalkmayan, saatlerce gözünü kırpmadan bilgisayar oyunu oynayan, bilgisayarın başında yatıp başında kalkan bir çocuk ya da gencin 10 dakika dersin başında oturamaması aileleri yanıltmakta ve benim çocuğumun "Dikkat eksikliği olamaz, olsa böyle saatlerce dersin başında oturamaz" düşüncesine kapılmalarına yol açmaktadır. Aynı şekilde televizyon karşısında hiç sıkılmadan zaman geçiren gençlerde aynı yanılgıya yol açmaktadır.
Dikkat eksikliği fark edilmediği zaman anne babalarla çocukların ve gençlerin arası kötü olmakta, anne babalar sürekli olarak onlara “Hadi ders çalış” diye müdahale ederken gençler de dersin başına oturmamakta, sonuçta aileler cep telefonlarını almakta, bilgisayarı yasaklamakta bu da durumun giderek daha kötü olmasına yol açmaktadır. Bu nedenle dikkat eksikliğinde neler olduğunun bilinmesi gerekir. Bilmediğimiz bir konuda yardım almamız ve çözüm üretmemiz mümkün olmayacaktır.
Dikkat eksikliği yaşayan çocuklarda gözlenenler
Dikkat eksikliği dediğimiz zaman tek bir durumdan bahsedilmemektedir. En hafif olduğu durumlarda sadece dersin başında çabuk sıkıldığı ve sınavlarda hatalar yapabildiği halde, daha ilerledikçe dersin başına oturamamakta, sınavlarda daha çok basit hatalar yapmakta, sınıfta öğretmeni dinlerken dikkati kaybolmaktadır. Daha yoğun olduğu durumlarda ise sınıfta dersi dinleyememekte, etrafa da dinletmemekte, sorulan sorulara bilsin bilmesin atlamakta, kimseye söz hakkı tanımamakta, sınavlarda çok büyük dikkat hataları yapmakta, evde bilgisayarın başından kalkmadığı gibi dersin başına oturamamaktadır.
Sonuçta dikkat eksiliği yoksa çocuklarımız gayret ettiklerinde dikkatlerini toplayabilmekte ama dikkat eksikliği varsa ellerinde olmadan basit hatalar yapabilmektedirler. Bu durumun ortadan kaldırılmasında önce ne düzeyde ve hangi alanda olduğu test ile saptanmalı, dikkat eksikliğinin görsel mi yoksa işitsel alanda mı olduğu belirlenmeli ona göre önlem alınmalıdır. Dikkat eksikliğinin çok hafif olduğu durumlarda spor, farklı aktiviteler, daha kısa süre ders çalışıp, kısa süre ara verme işe yaradığı gibi bunun işe yaramadığı hafif ve orta düzeydeki durumlarda görsel ve işitsel algıyı artıracak sistemlere başvurulmaktadır. Görsel dikkati düşük olanlarda görsel dikkati, işitsel dikkati düşük olanlarda ise işitsel dikkati artıracak yöntemler uygulanmakta bunların yeterli olmadığı durumlarda ise kısa süre ile de olsa ilaca başvurulmaktadır.
Dikkat eksikliği sorunu büyüdüğünde ne yapılmalı?
Görsel ve işitsel algı yöntemleri destekleyici yöntemler olup hafif ve orta düzeyde olan dikkat sorunlarında işe yaramakta ancak sorun büyüdüğünde ailelerin de ilaç kaygısı varsa sadece sınavlarda dikkati destekleyecek ilaç verilmesi sınavlardaki basit hataları ortadan kaldırması yönünden etkili olabilmektedir. Unutulmaması gereken konu doktor kontrolünde ve onun önerdiği doz ve sürede ilaç kullanılması durumunda bir sorun olmayacağının bilinmesi ve ailelerin ilaç konusunda kaygılanmamasıdır. Kulaktan kulağa ya da internet aracılığı ile yayılan birçok yan etki gerçekte ortaya çıkmadığı gibi iştahsızlık, uykusuzluk, sinirlilik ya da baş ağrısı gibi yan etkiler olursa da bunların dozla ilgili olduğu ve dozun azaltıldığı durumda ortadan kalkacağının bilinmesi ailelerin zorunlu durumlarda kullandıkları ilaçlara daha çok güvenmelerini sağlayacaktır.
Paylaş