Paylaş
Psikiyatrik hastalıklar ilaçsız da tedavi edilir. Burada tedaviyi belirleyen hastalığın şiddeti, kişinin yaşamını ne kadar etkilediği ve yaşam kalitesini düşürüp düşürmediğidir. Hastalığın başlangıcında ve şikayetlerin fazla olmadığı dönemde ilaçsız bir tedavi iyileşmeyi sağlayacaktır.
İlaçsız tedavi psikoterapiler içermektedir. Bireysel terapiler, grup terapileri, psikodramalar hepsi kişinin ruh sağlığının sağaltımında faydalı olmaktadır. Kişinin yaşam kalitesini artıran, onun insan ilişkilerinini daha kaliteli hale getiren, korkularının üstüne gitmeyi yönlendiren, bu konuda yollar gösteren ve uygulamada karşılaşılan zorlukları çözen tedaviler ilaçsız tedaviler olup kişinin yaşam kalitesini arttırmaktadır.
Örnek vermek gerekirse; köpek korkusu olan bir çocuğa önce ilaç başlamak yerine köpek korkusunun yavaş yavaş üstüne gitmesini sağlamak, önce köpek resimleri gösterip korkularını aşmak, sonra yavaş yavaş yavru köpekleri sevmesini sağlamak, sakin bir köpeği uzaktan seyrettirmek ve bunları yapabildiğinde artık yavaş yavaş köpek sevdirmeye başlamak onun korkularını atacak ve ilaca ihtiyaç kalmayacaktır. Aynı şekilde erişkin klostrofobik yani kapalı yer korkusu olan bir kişiyi yavaş yavaş kapalı alanlara alıştırmak ve sonra kendi başına kapısı kapalı kalabilmesini sağlamak onun klostrofobisini yenmesine faydalı olacaktır.
Psikiyatrik ilaçlarlar, lüzumlu olduğu sürece ve gereken dozlarda kullanılmalı, tedavi bittiği zaman ilaçlar sonlandırılmalı ve gerekiyorsa sonraki süreç terapi ile sürdürülmelidir. İlaçların kısa vadede, terapilerin ise uzun vadede faydalı olduğu unutulmamalıdır.
Paylaş