Paylaş
Hastalık hastalığı dediğimizde gözümüzde canlanan sürekli olarak bedensel şikayetleri olan, doktor doktor dolaşan, bir türlü iyi olmayan hastalardır. Belki en abartılı durumu bu olsa bile genel olarak ufacık şikayette hasta olduğunu düşünen insanları günlük yaşantımızda görüyoruz. Belki de kendimiz yaşıyoruz.
Sağlık konusu günümüzde çok yaygın bir kaygı haline geldi. Gelişen teknoloji ile birlikte artık en basit hastalığı bile internetten bulabiliyor ve televizyonda programlarda uzun uzun dinleyebiliyoruz. Bu bir bakıma iyi olduğu gibi bir bakıma da aşırı bir sağlık kaygısı ortaya çıkarıyor. Bir danışanım bana “Midem bulanıyor, beyin tümörü olmayayım” diye kaygısını dile getirmişti. Gittiği doktorlar böyle bir şeyin olmadığını ifade etmiş, yapılan muayenesinde bir şey çıkmadığını söylemiş ama inanmayınca beyin tomografileri çekilmiş, buna rağmen yine ikna olmamıştı. Bir süre tedaviden sonra bu korkudan kurtulmuş ama bu sefer de “Beyin tümörü değilsem neyim?” demeye başlamıştı. Ona bu durumunun bir takıntı olduğunu, bu takıntı nedeniyle mide bulantısını tümöre bağladığını söylediğimde bana ara ara başının da ağrıdığını, internette bu ikisinin beyin tümörünün belirtileri olduğunu söylemişti. Ona bu durumun beyin tümöründen kaynaklanmadığını, bu şikayetlerini başka durumlarda da olabileceğini, bunların sadece belirti olduğunu anlattığımda çok ikna olmamıştı. Fakat bir süre sonra tedavi ile bu korkusundan kurtulup beyin tümörü olmadığına ikna olduğunda artık doktor doktor dolaşmayı bırakmıştı.
Hastalık hastalığı denilen durum aslında herkeste gözlenebilen bedensel belirtilerin (mide ağrısı, baş ağrısı, sırt ağrısı, gaz sancısı, baş dönmesi gibi) bir hastalığa bağlı olduğunu düşünüp, bu hastalık çıkmadığında sürekli olarak doktorlara gitme, bununla ilgili tahliller yaptırma durumudur. Daha çok depresyon ve takıntılarla birlikte görülmekte olup bu hastalıklara bağlı belirtiler bedensel bir hastalığın belirtisi olarak düşünülüp bu hastalık ile ilgili kaygılara kapılma durumudur. Örneğin depresyon nedeniyle iştahını kaybeden ve yemek yiyemez olan bir başka danışanım bu durumunun başka bir hastalıktan olduğunu, bir yakınının kanser olduğunda iştahının böyle azaldığını, yemek yiyemez olduğunu söyleyip kendisinin de kanser olduğuna inanmaya başlamıştı. Tabii depresyon tedavisiyle birlikte bu durum da düzelmişti. Bu yüzden hastalık hastalığı durumu bir nevi hastalık korkusu, hastalık kaygısı olarak adlandırılabilir. Bu durum kaygı bozukluğu gibi tedavi edilir. Ancak tek başına psikiyatrik ilaçların kullanılması başlangıçta korkuyu alıp iyileşmeyi sağlasa bile eğer terapilerle desteklenmez, kaygıyla baş etmesi sağlanmazsa kişi 3-5 gün sonra bu sefer başka bir bedensel belirtinin hastalık belirtisi olduğunu düşünüp bununla ilgili tetkikler yaptırma yoluna gidebilir.
Fransız yazar Moliere’in "Hastalık Hastası" oyununda olduğu gibi sürekli olarak hastalıkla yatıp hastalıkla kalkmak bu hastalığın başlıca belirtisi olup bilişsel tedaviler bu hastalık korkusunu yenmeye yardımcı olacaktır. Başlangıçta küçük bir doz ilaçtan bu korkuları yenme konusunda faydalanılabilir.
Paylaş