Diyetin Ortası Yok mu?

Her gün gazetelerde, televizyonda ve internette avuç avuç zayıflama önerileri ile karşılaşıyoruz. Doğru uygulanıldığında hepsinin işe yarayacağına inanıyorum. Ancak kilo almayı engellemenin en iyi yolunun kişinin ortalama bir kilo tutturması ve bunu devam etmesi gerekir düşüncesindeyim. Kilolu insanların hayatı kilo alıp kilo vermekle geçiyor ama uzun vadede kilolar kalıyor. Verilen kilolar azalırken alınan kilolar kalıcılık kazanıyor.

Aslında hata çocukluk döneminde başlıyor...

Sağlıklı olması için sürekli yedirdiğimiz, doyduğuna inanmamız için önce bizim gözümüzü doyurması gereken öğünler verdiğimiz çocuklarımızı biraz ince gördüğümüzde üzülüyorsak bu uzun vadede onları kaçınılmaz olarak şişmanlığa götürüyor.

Çocukluğunda ve gençliğinde kilolu olan insanlar bir dönem zayıflığı yakalasa bile daha sonra tekrar aslına dönüp kilo alıyorlar. Bu yüzden asıl yapılması gereken şey öncelikle beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek ve düzenli olarak spor yapmaktır.

Sporun insanı çok zayıflattığına inanmıyorum, olsa olsa bizi esnek ve bakımlı bir bedene kavuşturuyor. Yemek yemeyi azaltmadan ve buna süreklilik kazandırmadan ne yersek yiyelim kısa vadede kilo verecek ama uzun vadede bu kiloları yavaş yavaş alacağız. Bunu engellemenin yolu “her şeyin tadına bakmak “ aslında. Çünkü yemeye başlayıp doymayı beklediğimizde ipin ucu kaçıyor ve binbir zorlukla verdiğimiz kilolar birer ikişer sinsice bize geri dönüyor. Bunun yerine tadımlık olarak yediğimizde her şeyden yiyebilir ama yedilklerimizi kiloya dönüştürmeyiz. Böylelikle kendimize de eziyet etmekten kurtuluruz.

“Kilo vermek kolay bir şey olsa herkes verirdi “ diye güzel bir söz okudum. Sahiden kilo vermek zor ve zahmetli...  O yüzden bunu kilo vermek düzeyinden çıkarıp kilo almamaya, verdiğimiz kiloları korumaya yönlendirirsek bir sonraki yaz yine kilolarımızın derdine düşmeyiz.

Bunu yapabilmek için çok pratik bir yöntem olarak hayalimizde bir tabak şekillendirip her yiyecekten bir kaşık koyup o tabağı geçmemek kaydıyla bir öğünümüzü planlamalıyız. Böyle olduğunda çorba, et, salata, makarna ne istersek yiyebiliriz ama hayali bir tabağı geçmemek kaydıyla. Bunun işinize yarayacağını düşünüyorum. Eskilerin deyimiyle açlar mezarlığı olmadığını düşünürsek... 

“Tadımlık yemeği unutmayın!”

Gelecek yazımda kilolu insanların moral durumundan, kilo almaya neden olan psikolojik sorunlardan bahsedeceğim.