Paylaş
Çocuklarında dikkat eksikliğinden kaygılanan aileler büyük bir telaşla bu durumun tedavisi olup olmadığını, ilaç kullanmak zorunda kalıp kalmayacaklarını merak ediyorlar. Dikkat eksikliğinin ömür boyu süren ve onun başarısını düşürecek bir hastalık olarak algılanması ailelerde kaygı ve telaş yaratıyor.
Dikkat eksikliği hastalarının yüzde 90’ı 12-13 yaşlarında düzeldiği için bence korkulacak bir hastalık değil. Ayrıca dikkat eksikliği denilince tek düzeyde bir dikkat eksikliğini algılamıyoruz. Dikkat eksikliği çeşitli düzeylerde karşımıza çıkıyor. Öyle ki çok az düzeyde dikkat eksikliği olan çocuklar olduğu gibi çok fazla dikkat sorunu yaşayan, bir gördüğünü anlamak için defalarca okumak zorunda olan, onu da okuduktan sonra unutan çocuklar da olabiliyor. Bütün bunlar onların dikkat düzeyleri ile ilişkili. Ne kadar fazla olursa olsun aslında korkmamak gerekir. Önemli olan bunun tedavi edilebilir bir durum olduğunun bilinmesidir.
Dikkat eksikliği olan çocuklar da diğer çocuklar gibi okur, hayatta bir yerlere gelir. Ulaştığı nokta eğer rahatsızlık iyi tedavi edilmediyse gelebileceği yerden biraz geride bir yer olmasına karşılık mutlaka okur ve başarılı olur.
Bu sorunu yaşayanlar temelde iki sorun yaşarlar. Birincisi çalıştıklarının karşılığını alıp başarılı olamadıkları için kendilerine güvenleri azalır. “Ben çalışıyorum, elimden geleni yapıyorum ama yine de iyi notlar alamıyorum” diyerek moral bozukluğu yaşarlar. İkinci olarak da ders çalışmaktan hoşlanmazlar. Ders dendiği zaman yüzleri düşer ve içleri sıkılır. Aileleri zaten sürekli olarak “Hadi dersin başına otur. Hadi ders çalış.” dediği için onlarla da sıkıntı yaşayabilir. Ancak bunların dışında korkulacak bir yanı olmayıp hafif olduğu durumlarda işitsel ve görsel dikkati arttıran yöntemlerin uygulanması, daha ağır olduğu durumlarda ise bunlara ek olarak ilaç tedavisine başvurulması dikkat eksikliğinin tedavisini sağlamakta ve doktor kontrolü altında uygulandığı zaman ilaçlarına bir yan etkisi olmamaktadır.
Bütün bunlar göz önüne alındığında dikkat eksikliği liseye geçmeden büyük oranda düzelen, sürse bile etkisi çok kalmayan bir hastalık olup korkmaya ve endişelenmeye gerek yoktur. Ancak ihmal edilmemeli ve bir psikiyatrist gözetiminde tedavisi için işbirliği yapılmalıdır.
Paylaş