Paylaş
Anneler ister ilkokul çağında olsun ister üniversite olsun hiç fark etmez, özellikle okul çağlarındaki çocuklarının kendilerini dinlemediğinden şikayet ediyor ve dediklerini yapmadığını anlatıyorsa onlara çocukları ile ilişkilerini soruyorum. Her zaman onun iyiliği için çok müdahale ettiklerini; eve geliş saatlerinden arkadaş seçimlerine, akşam televizyon seyretmelerinden yatma saatine kadar yaşantılarını ayarlamaya çalıştıklarını, bunlar için sürekli olarak ona müdahale ettiklerini ama çocuklarının kendilerini dinlemediğini anlatıyorlar. Tehdit etmek, cezalandırmak bir işe yaramadığı gibi daha da kötü sonuçlara sebep olmakta ve gözlerinin içine baka baka dediklerini yapmamaktalar.
Çocuklarımızla yüzgöz olmamızın nedeni onlara çok müdahale etmemiz. Bana göre en iyi ebeveyn; en az gören, en az duyan anne-baba olandır. Böyle olduğunda çocukları da daha çok laf dinliyor, en azından ilişki belli bir seviyede gidiyor. Çocuklarına çok karışan, sınıftaki arkadaşı ile konuşmasını yasaklayan anne babalar ise çocuklarını fark etmeden itaatkarsızlığa ve yalancılığa sevk ediyorlar. Öyle ki en sevdiği arkadaşı ile görüşmesi istenmediğinde ve itiraz dinlenmediğinde çocukların ya da gençlerin verdiği en büyük tepki bildiklerini okuyup bunu anne babalarına yansıtmamaları. Aileler ise durumu öğrendiklerinde mutsuz olup nerede hata yaptıklarını düşünmeye başlamaktalar. Belki de hata çok daha başlangıçlarda onunla yüzgöz olmakta başlıyor.
Hiçbir şey için geç değil. Önemli olan hatalardan dönmek ve bugüne kadar yaptığımız hataları tekrarlamamak. Bunu yaptığımız sürece çocuklarımızla yüzgöz olmayız ama yapmadığımızda pişmanlık onlara baktıkça yakamızı bırakmaz, keşkeler de bir işe yaramaz.
Paylaş