Paylaş
İlköğretim çağında çocuklarımızın dikkati çok çabuk dağılmakta ve çok zor toparlanabilmektedir. Öyle ki ufacık bir ses, görme alanlarına giren ufacık bir görüntü ile dikkatleri dağılabilir ve derse geri dönmeleri zorlaşabilir. Her dikkat eksikliği, dikkat eksikliği bozukluğu değildir. Hafif düzeylerde olan, çocukların akademik başarısını etkilemeyen, ders çalışırken çok problem yaratmayan, kolay dağılsa da çabuk toparlanan durumları hastalık kabul edip hemen tedavi vermemekteyiz.
Çocuklarımızın, gençlerimizin hatta kendimizin hafif düzeyde dikkat eksiliği olduğunda alınacak başlıca önlemler; ortamın çok az eşya içermesi, fazla aydınlatma olup dikkati dağıtmaması, aynı şekilde fazla loş olup dikkatini azaltmaması ve uykuya neden olmaması, dışarıdan gelen sesin dikkati dağıtmaması, örneğin; televizyonun sesinin yüksek düzeyde olup yoğunlaşmayı engellememesidir.
Bunun yanında cep telefonunun çocuğunuzun yanında bulunması da, sık sık “Arayan oldu mu, mesaj geldi mi, arkadaşım not yolladı mı?” şeklinde sürekli olarak kafasını karıştırıp dikkatini dağıtacağından, doğru olmayacaktır. Çalışma süresinin uzaması da dikkati dağıtacağı için bir oturuşta 20-25 dakikayı geçmemelidir. Aynı şekilde dersten kalkıldığında ara 3-4 dakikayı geçmemeli ve ara verildiğinde televizyonun karşısına gidilmemelidir. Bunun nedeni; süre uzadığında derse geri dönmenin ve konsantre olmanın zorlaşmasıdır. 10-15 dakikayı geçen aralarda tekrar konsantre olmak çok zordur.
Çocuğunuzun tek başına çalışması yerine, ders çalışmak isteyen bir arkadaşıyla çalışması da dikkati artıracaktır. Çünkü kişi tek başına olduğunda bir süre sonra dikkati başka yönlere gidebilir ama başkasıyla birlikte olduğu zaman dikkati dağılsa bile çok kısa sürede geri dönebilmektedir. Bu yüzden çocuklarımız ders çalışırken elimize kitabımızı, dergimizi, bilgisayarımızı alıp onun yanında oturmak, ders çalışmalarını kolaylaştıracak ve sıkılmalarını azaltacaktır.
Aç olmak kadar midenin tıka basa dolu olması da konsantrasyonu azaltır. Açlık; dikkatin yemeğe yoğunlaşmasını arttırırken, aşırı tok bir karın da uykuya yöneltecek, vücutta dolaşan kan çalışmak için beyni beslemek yerine sindirim için midenin yolunu tutacaktır.
Moral bozukluğu ve can sıkıntısı da düşüncelerin bu konulara yönelmesine neden olacağı için çalışmaya başlamadan önce düşünceleri dışarda bırakmanın yolu bulunmalı, bu konuda yoğunlaşabilmeye çalışılmalıdır.
Uykusuzluk da dikkati azaltacağından, konuyu anlıyor olsak bile uykusuzken çalışmamalı, hiç olmazsa 15-20 dakika kestirip tekrar dersin başına oturmayı tercih etmeliyiz.
Bütün bunlara dikkat etmek, dikkati azaltacağını düşündüğümüz konulardan uzak kalmak ve yoğunlaşabilmeyi sağlamak için ortam koşullarının optimum düzeyde olması gerekir.
Son olarak motivasyonun, yani ders çalışma arzusunun da dikkat konusunda önemli olduğunu, gönülsüz ve ilgisiz çalışan bir öğrencinin dikkatini en son yoğunlaştıracağı şeyin dersleri olduğunu, dersin başında otursa bile dikkatinin verip çalışmasının zor olduğunu unutmamalı ve onu motive etmenin yolları bulunmalıdır. “Bütün bunları yaptıktan sonra ben de dikkatimi verebilirim” diye düşünüyorsanız haklısınız.
Paylaş