Paylaş
Zaman zaman insanlar bu korkuyla bize geliyorlar. “Aklımı yitirir miyim? Bir anda kontrolümü kaybeder delirir miyim? İstemediğim bir şey yapar mıyım?” Bu soruyu sıklıkla takıntılı insanların sorduğunu görürürz ancak ben bundan korkan insanların bugüne kadar delirdiğini görmedim. Zaten deliren biri ben delirir miyim diye korkmaz. O zaten bu durumun içinde olduğu için kendindeki değişiklikleri fark etmiyordur. Hatta durumundan endişelenip onu doktora götürmek isteyenlere de “Ben deli değilim asıl siz delisiniz. Doktora siz gidin” diyerek tepki vermektedir. Bu nedenle delirme korkusu bilakis akıllı insanlarda olup kişinin yaşamını zorlaştırmakta ve ona korku yaşatmaktadır.
Aklımı yitirir miyim korkusu sadece takıntılı insanlarda değil panik yaşayan insanlarda da sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Panik korkusu ile bir anda büyük sıkıntı yaşayan, çarpıntı, nefes darlığı ile yüz yüze kalan kişi bir yandan ölecek miyim diye düşünürken bir yandan da "Aklımı yitirir miyim, deli olur muyum, istemediğim şeyler yapar mıyım, örneğin kendimi balkondan atar mıyım?" diye düşünmekte ve korkmaktadır.
Bu korkular hiçbir zaman gerçekleşmez çünkü zaten delilik bir günde başlayan bir şey değildir. Delilik dediğimiz şizofreni hastalığı insanın yaşamına 15-25 yaşları arasında ve yavaş yavaş girer. Onun gerek sosyal, gerek iş yaşantısını, gerekse aile yaşantısını etkileyerek yaşamının bütün alanlarında sıkıntı yaratır. Kulağına sesler gelir, gözüne hayaller görünür ve giderek yaşamdan uzaklaşarak kendi iç dünyasına kapanır. Bu yüzden ben delirir miyim diye korkan bir insan delirmez ama bu korku nedeniyle hayatında sıkıntı yaşayarak yaşam kalitesini düşürür. Panik bozukluğu ya da takıntılar gittiğinde bu korkuların da gideceğini unutmamak gerekir.
Paylaş