Paylaş
Daha bir nesil önce uyuklamak, çok uyumak toplumca tembellik ve miskinlikle eş anlamlı olarak değerlendirilirdi. Horlama ise fıkralardan karikatürlere kadar herkesin güldüğü, hane halkına zarar, önemsiz bir sevimsizlikten ibaretti. Bugün artık kanserden sonra en çok önem verilen tıbbi konulardan biri oldu. Hatta birçok bilimsel araştırma kanserlerde bile uyku bozukluklarının rolü olabileceğini gösteriyor.
Horlama sesi, daralan nefes yolundan geçen havanın türbülansı nedeniyle yumuşak dokuların titreşmesinin sonucu olarak ortaya çıkar. Bu duruma tıpta “hipopne” yani “nefes azalması denir. Eğer hava yolu tamamen tıkanırsa hava geçişi durur, buna da “apne” adı verilir. Bazı damarların ve dokuların üzerinde oksijen düzeyini sürekli olarak ölçüp beyne bilgi veren alıngaçlar bulunur. Bunlar nefes azalınca veya kesilince beyne alarm sinyalleri gönderir. Bu sinyaller beynin kısa süreli “uyanmasını” ve nefes almasını sağlar.
Uyku apnesi, yeni doğmuş bebeklerden ileri yaşlara kadar her cins, ırk ve yaşta insanda görülebilir. Tıkayıcı apnelerin en yaygın nedeni kalıtımdır. Bizler ana babamızdan sadece boyumuzu posumuzu, huyumuzu suyumuzu, görünüşümüzü değil iç yapımızı da alırız. Santral apneler ise daha çok tıbbi problemlerle ilgili olarak ortaya çıkarlar.
Herkes ara sıra çeşitli nedenlerden horlayabilir: Fiziksel yorgunluk, soğuk algınlığı, burun tıkanması, alkol, akşam yemeğinin aşırı kaçması olası nedenlerden bazıları olabilir. Eğer horlama, nefes tıkanmaları, baş-boyun terlemeleri, aşırı mide barsak gazı, reflü gibi belirtiler uzun sürerse ve giderek artarsa uyku apnesi düşünülmelidir.
Uykuda nefes tıkanmalarının sağlığımız üzerinde başlıca iki farklı sonucu olur. Birincisi, her tıkanmanın sonunda beynin birkaç saniye “uyanıp” solunumu yeniden başlatmasıdır. Bu kısa uyanmalar uykunun iç organizasyonunu, yani dinlendirici kalitesini bozar. Bunun maliyeti başka nedeni olmayan yorgun uyanma, gün içinde yorgunluk, halsizlik, uyuklama eğilimi, keyifsizlik, isteksizlik, sinirlilik, dalgınlık, unutkanlık gibi belirtilere yol açar. Fiziksel ve beyinsel aktivitelerde giderek artan azalmalar ortaya çıkar. Uyku apnesi, hastanın kolay kilo almasını ve zor kilo vermesini tetikler. Apne artınca kilo artmasını, kilo aldıkça apne artması takip eder. Özellikle orta yaşlardan sonra bu olgular genel sağlığı önemli derecede etkiler. Hipertansiyon, kalp atım düzensizlikleri, beyin kanaması gibi sorunlara apne hastalarında, özellikle aile hikayesinde kalp sorunları olanlarda çok sık rastlanmaktadır. Olayın aşırı ucunda uykuda boğularak veya kalp krizi geçirerek ölümler çok da seyrek değildir.
Paylaş