Paylaş
Oruç kavramını, 6 yaşına kadar olan çocuklara soyut kelimelerle değil somut kelimelerle anlatmak gerekir. “İnancım gereği tutuyorum, ibadettir ya da oruç tutmak farzdır” gibi açıklamaları 6 yaşından büyük çocuklar için yapmak daha anlamlıdır. 6 yaşa kadar ise daha çok “sağlığa, mutluluğa” vurgu yapılması çocukların daha iyi anlamasını sağlar. Önemli noktalardan biri de korkutucu ifadelerden uzak durulması gerektiğidir. İnançla, ibadetle ilgili her konu çocuğa sevgi ile anlatılmalıdır.
Çocuklara oruç kavramının anlatılması kadar önemli olan bir konuda orucu sizin nasıl yaşadığınızdır. Yetişkinler çocukluk dönemindeki ramazanları hatırlasın. Sevgi, neşe muhabbet mi vardı yoksa açlıktan sinirlenen anne baba mı vardı? Siz orucu sevgiyle, neşeyle, sabırla, oyunla ve de çalışarak tutarsanız çocuğunuz da orucu her zaman sevecek, bu ayları sevgiyle yâd edecektir.
Dinimiz orucun kaç yaşında tutulması gerektiği konusunda net ve biyolojik bir açıklama getirmiştir. Buluğ yani ergenlik dönemine girenlere oruç farzdır. Bizim asıl konumuz ise bu yaşa kadar olan çocuklar oruç tutmalı mı, tutmak isterlerse nasıl yaklaşılmalı sorularına yanıt aramak. Küçük çocukların tüm gün oruç tutmaları fizyolojik olarak çok zordur. Çocukların oruç tutmaya yavaş yavaş alışmaları için kültürümüz güzel bir formül bulmuş; “Tekne Orucu”. Tekne orucu çocukların belli bir süre boyunca oruç tutmaları anlamına gelmektedir. İsterlerse sabahtan öğleye kadar, isterlerse öğleden akşama kadar tutabilirler.
İşte bu nokta çok önemli. 1970’li yılların başında Stanford Üniversitesinde tarihe geçen ilginç bir deney yapılıyor: Marşmelov Deneyi.
Deneye 4-6 yaş arasındaki 600 çocuk katılıyor. Deneyi yapacak kişi çocukla bir odaya giriyor. Odada masa, sandalye ve tabakta harika görünen bir çikolata var. Ve çocuğa şöyle diyor; “Benim dışarıda biraz işim var eğer ben gidip dönene kadar tabaktaki çikolatayı yemez, beklersen sana bir çikolata daha vereceğim.” 15 dakika boyunca bekleyebilen çocuklara tabaktaki çikolatayla beraber fazladan bir çikolata daha veriliyor. Deneyi yapan kişinin odaya geri dönmesini bekleyen sabırlı çocuklarla, onun gelmesini bekleyemeyip çikolatayı yiyen çocuklar arasında farka bakılıyor. Bekleyebilen çocuklarda bekleyemeyenlere oranla belirgin olumlu farklar gözleniyor.
Peki ya bu çocuklar büyüdüğünde ne oluyor?
1990 yılında takip çalışması yapılıyor. Sonuç; deneyde kendini kontrol edebilen çocukların istinasız hepsinin akademik ve sosyal başarıları kendini kontrol edemeyip çikolatayı yiyen çocuklardan daha yüksek.
Tekne orucu çocuğun kendini kontrol edebilmesi, isteklerini erteleyebilmesi, sabırlı, iradeli olması yani iç disiplin geliştirmesi için önemli bir fırsattır. Zamane çocuklarının ihtiyaç duyduğu en önemli konu bu değil mi?
Paylaş