Paylaş
Psikofizyolojik Araştırma Derneği’nin 1964’te kurulmasından bugüne kadar duygu ve düşüncelerin nörolojik temelleriyle ilgili sayısız bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan tüm deneylerin sonucu şunu göstermiştir ki organizma “yaygın fizyolojik uyarılma” diye adlandırdığımız alarm ve savunma durumuna geçtiğinde;
Nasıl ki araçların saatteki hızı 90 km’yi geçtiğinde kaza yapma riski ve kaza yapıldığındaki hasar riskinde ciddi bir artış oluyorsa nabız hızı dakikada 100’ü geçtiğinde de iletişim kazalarında ciddi artış oluyor. Örnek olarak eşinizle bir konu hakkında tartışırken nabzınız 100’ün üzerine çıktı, ne kadar uğraşırsanız uğraşın eşinizin size söylemeye çalıştığı şeyi duyamazsınız. Ani öfke patlamaları yaşar ve istemediğiniz sözler söylersiniz. Hiçbir problem çözülemediği gibi onarılmaz yaralar açılır.
Nabız, kalp vuruşlarının atardamarlarda duyulan vuruşlarıdır. Bu vuruşlar en kolay şekilde bileklerdeki atardamarlarda hissedilebilir. Kalbin her sıkışmasında atardamarlar içine gönderilen kanın atardamarlar boyunca ilerlemesi sırasında damar çeperine yaptığı basınç en fazla bilekte ve boyun damarlarında görülebilir. Bunlar arasında en rahat kontrolü bilek verdiği için muayene sırasında kalp atışları bilekten sayılır. Nabzın bu bölgelerde iyi duyulmasının başlıca sebebi de atardamarların, özellikle bilek ve boyun damarlarının deriye çok yakın olmasıdır.
İşaret ve orta parmağınızı bastırın atış hızı saniyede 2 ise nabzınız 100’ü geçmiş demektir.
Nabzı hızlı bir şekilde düşürmek için derin diyafram nefesi alıp verilebilirsiniz. Bu kasları sıkma ve bırakma ile birlikte yapıldığında nabzınızın daha hızlı düştüğünü göreceksiniz. Eğer konuştuğunuz kişi sizin önemliyse ve özellikle aile bireylerinden biri ise nabız düşürüldüğünde problemi sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulur.
Tartışma anında eğer eşinize dokunmak içinizden gelmiyorsa yani o an, sinirliyken “dokunamam” diyorsanız kesinlikle tartışmayın ve bir problemi konuşmayın.
Paylaş