Paylaş
Kalp kasının doğuştan veya sonradan oluşan hastalıkları, kalp krizi, kalp kapakçığının hastalıkları, bazı ilaçlar veya radyasyon gibi sebepler veya şeker, tansiyon, böbrek yetmezliği kalp kasında hasara yol açarak kalbin pompa fonksiyonunun bozulmasına neden olabilir. Bu durumda hastalarda çabuk yorulma, nefes darlığı, bacaklarda veya karında şişlik gibi belirtiler görülebilir. Özellikle geceleri nefes darlığı ile uykudan uyanma tipiktir. İlerleyen dönemde beslenme bozukluğuna bağlı özellikle böbrekler gibi önemli organlarda hasar oluşabilir.
Kalp kasının doğuştan veya sonradan oluşan hastalıkları, kalp krizi, kalp kapakçığının hastalıkları, bazı ilaçlar veya radyasyon gibi sebepler veya şeker, tansiyon, böbrek yetmezliği kalp kasında hasara yol açarak kalbin pompa fonksiyonunun bozulmasına neden olabilir. Bu durumda hastalarda çabuk yorulma, nefes darlığı, bacaklarda veya karında şişlik gibi belirtiler görülebilir. Özellikle geceleri nefes darlığı ile uykudan uyanma tipiktir. İlerleyen dönemde beslenme bozukluğuna bağlı özellikle böbrekler gibi önemli organlarda hasar oluşabilir.
Tedavide en önemlisi kalp yetmezliğine yol açan nedenin belirlenebilmesidir. Örneğin; damar tıkanıklığı kalp krizine neden olduysa tıkanan damarı açmak gerekir. Kalp kapaklarında kaçak veya darlık sebebi ile kalp yetmezliği gelişti ise kapak hastalığını tedavi etmek gerekir. Örneğin; aort kapak darlığı varsa kapalı yöntemle aort kapak değişimi (TAVI) veya mitral kapakta kaçak varsa mandallama dediğimiz Mitraclip (Mandallama) yöntemiyle açık ameliyat gerekmeksizin bazı kapak hastalıkları tedavi edilebilmektedir.
Kalp krizi sonrası kalp yetmezliği gelişmesi, özellikle hasta kalp krizini fark edemeyip hastaneye 12 saatten daha geç başvurmuşsa, hiç de nadir görülen bir durum değildir. Bu nedenle özellikle kalp krizi geçirmiş hastalar, ilerleyen dönemde kalbin eski gücüne kavuşabilmesi için doktorlarının önerdiği ilaçlara mutlaka devam etmelidir. Rutin kontroller ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi tedavinin olmazsa olmaz basamaklarındandır.
Bunun dışında şeker ve tansiyon hastalığı, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıklara sahip kişiler bu hastalıklarının kalp yetmezliğine ilerlememesi için düzenli kontrollere gitmeli, en önemlisi kendilerine önerilen tedaviye mutlaka uymalıdırlar.
Bazı durumlarda kalp yetmezliği geliştikten sonra ne yazık ki geri dönüşü olmaz. Bu durumda, bir yandan tedavi ile hastalığın daha da ilerlemesinin önüne geçilmeye çalışılırken, diğer yandan da hastaların günlük yaşantılarındaki konforun sağlanması önem kazanır. İdrar söktürücü ilaçlarla kalp yetmezliği sonucu vücutta biriken fazla suyun idrarla atılması sağlanır. Kalbi güçlendiren ilaçlardan da yardım alınır.
İleri derecede kalp yetmezliğinde hastalar kalbin aniden durma riski ile karşı karşıyadır. Bu ölümcül duruma karşı önlem amacıyla uygun hastalarda kalp pili takılabilir. Bazı piller kalbin pompa gücüne bir miktar katkıda da bulunabilir.
Kalp yetmezliğinde en az tedavi uyumu kadar önemli bir diğer durum da diyettir. Vücuda alınan fazla tuz, beraberinde su tutar ve kalp yetmezliği olanlarda özellikle diz altı hizasında bacaklarda, karında birikerek ödem, akciğerlerde birikerek ise nefes darlığı şeklinde karşımıza çıkar. Günlük tuz alımını 1 çay kaşığı ile sınırlayarak fazla su tutulması engellenebilir.
Kalp yetmezliği, uygun ilaçlar ve müdahaleler ile çok doyurucu sonuçlar alınabilen bir hastalıktır. Hekim için sorunun kökeninin doğru saptanarak tedavi planını doğru belirlenebilmesi; hasta içinse yalnızca ilaçlarla değil, diyet ve egzersiz önerilerine de harfiyen uyulması birleştiğinde sonuç konforlu bir hayat olacaktır. Hasta ve hekimin iş birliği kalp yetmezliği hastalarında altın değerindedir.
Paylaş