Paylaş
Şeker ve tansiyon hastaları, kalp damar hastalığı veya kalp yetmezliği olanlar da ibadetlerini yerine getirmek isterler ve sıklıkla karşımıza “Oruç tutabilir miyim?” sorusu ile gelirler. Hem hastalık durumlarının kötüleşmesinden korkmaları hem de kullandıkları çok sayıda ilaç, hastaların oruç ile ilgili endişelerinin temelidir.
Ramazan ayında, belirli kurallara uymaları şartıyla çoğu kalp hastası oruç tutabilir. Hatta Ramazan ayında oruçla birlikte, hastaların kolesterol ve kan şekeri değerlerinin de iyileştiğini gösteren çalışmalar vardır.
Yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği hastaları, iftarda su ve özellikle tuz tüketimlerine dikkat etmeli, günde 2,5 gramdan (yarım çay kaşığı) fazla tuz tüketmemelidirler. Yüksek tansiyon hastaları, tansiyon ilaçlarını sahurda ve iftardan hemen sonra olacak şekilde almaya devam etmelidirler.
Kalp yetmezliği özellikle ödem şikayetleri varsa günde 2 litreden fazla sıvı tüketmemeye dikkat etmelidirler. Bu hastalar çoğunlukla idrar söktürücü ilaç kullanırlar, gün içindeki sıvı kaybını ve susama hissini azaltmak için idrar söktürücü ilaçlar iftardan sonra alınmalıdır. Yaz mevsimine denk gelen veya sıcak bölgelerde yaşayan hastaların idrar söktürücü ilaçlarının dozlarının düşürülmesi gerekebilir, bu hastalar takip eden hekimlerinden ilaç dozları ile ilgili görüş almalıdırlar.
Daha önceden damarlarına stent takılmış, inme geçirmiş veya kalp damarları ameliyatla değişmiş hastalar veya ritim bozukluğu olan hastalar gibi kan sulandırıcı kullanması gerekenler kesinlikle kan sulandırıcı ilaçlarını aksatmamalıdır.
Şeker hastaları, özellikle insülin kullanan hastalar gün içinde sık sık kan şekerlerini kontrol etmelidirler, yoğun egzersiz kan şekerini düşüreceğinden özellikle iftara yakın yoğun fiziksel aktiviteden kaçınmalıdırlar. Kan şekeri < 60 mg/dl olursa oruç bozulmalıdır. Kısa etkili insülinler oruç süresince kullanılmamalı ve diğer şeker ilaçlarının saatlerinin ayarlanması için mutlaka hekimlerine danışmalıdırlar. İftar sofralarında yağ, şeker ve basit karbonhidrat yükü yüksek besinler yerine, sebze, baklagiller ve tam tahıllı gıdaların yoğunlukta olduğu tipik Akdeniz diyetine uygun menüler tercih edilmelidir.
Tüm bunlara dikkat etmek şartı ile hastalıkları kontrol altında olan tansiyon, şeker ve kalp hastaları rahatlıkla oruç ibadetlerini yerine getirebilirler. Hastalık durumlarında kötüleşme sezmeleri halinde mutlaka en yakın hastaneye veya takip eden hekimlerine başvurmalıdırlar.
Gebeler, özellikle de tansiyon, kalp hastalığı veya şekeri olan gebe hastaların oruç tutmaları ise önerilmemektedir. Bunun dışında kontrolsüz yüksek tansiyon ve kontrolsüz şeker hastaları hastalıkları kontrol altına alınana kadar oruç tutmamalıdırlar. Yeni ameliyat olmuş veya yeni kalp krizi geçirmiş hastalar da halen iyileşme sürecindedirler ve ilaçlara uyum sağlayabilmeleri ve ilaçların vücutta etkin olabilmesi için zamana ihtiyaç vardır. Bu hastaların da bir süre oruç tutmamaları ve tamamen iyileştikten sonra oruç tutmaları daha uygun olacaktır.
Paylaş