Paylaş
Öte yandan birçok erkekte varikosel semptomuna ilk bakışta rastlanmayabilir. Bu nedenle genellikle çocuk sahibi olamayan erkeklerin yaptıkları başvuru sonuçlarında varikosel tanısı gündeme gelmektedir.
Varikosel, erkeklerde kısırlığa sebep olurken aynı zamanda cinsel işlev bozukluğuna da yol açmaktadır. Kronik hastalıklar grubunda ele alınan bu durumun kendiliğinden düzelme olasılığı bulunmamaktadır. Bu da varikosel tedavisine mümkün olan en kısa sürede başlanması gerektiğinin altını çizmektedir. Öyle ki tedavi edilmeyen ve ilerleyen vakalarda sperm parametrelerinde azalma, testiste hormonal bozuklukların oluşumu, testis boyutlarında küçülme (atrofi) ve varikosel boyutunda genişleme sorunları görülmektedir.
Varikosel erkeklerde ereksiyonu etkiler mi?
İlerleyen varikosel durumlarında testis fonksiyonlarının (hormon üretiminin) hasar görmesine bağlı olarak testosteron üretimi de olumsuz etkilenmeye başlamaktadır. Testosteron, testislerde üretilen birincil erkeklik hormonudur ve yeteri düzeyde üretilemediğinde birtakım semptomlara sebep olmaktadır.
Az sıklıkta yapıyor olsa da cinsel işlev bozukluğu ve ereksiyon olamamanın yanı sıra varikoselin neden olduğu düşük testosteron üretimi sonucunda ortaya çıkan problemler genel olarak şunları içermektedir:
• Düşük libido ve cinsel dürtü,
• Yorgun hissetme ve motivasyon azlığı,
• Uyku ve konsantrasyon bozuklukları,
• Egzersiz yapma yeteneğinin azalması,
• Depresyon hali,
• Ani terleme ve huzursuzluk hissi,
• Kas kitlesinde azalma.
Bunların yanı sıra yapılan bazı çalışmalar ise varikoselin, erkeklerde erken boşalma sorununu artırdığını ortaya koymaktadır. Bazı çalışmalarda ise ilişkili olmadığı bildirilmiştir.
Varikosel uzun süre tedavi edilmediğinde ne olur?
Varikosel yaşamı tehdit etmez; ancak nadiren tehlikeli durumlarla ilişkilendirilebilir. Öyle ki kısırlığa, testosteron üretiminin azalmasına veya skrotal rahatsızlığa neden olmayan varikosel durumlarında genellikle endişe verici bir tablo çizilmemektedir.
Ancak, uzun süreler boyunca tedavi edilmeyen varikoselde, sperm kalitesindeki düşüş yıldan yıla artarak devam edecektir. Bununla birlikte erkeklik hormonundaki düşüşe bağlı olarak hipogonadizm adı verilen hormon azlığı durumu ortaya çıkabilmekte ve bu da kemik yoğunluğunda azalmaya, erkek kaynaklı infertiliteye, obeziteye, empotansa, depresyona ve kas kitlesinin kaybına sebep olabilmektedir.
Varikosel tekrarlar mı?
Özellikle cerrahi tedaviden sonra tekrar varikosel yaşanabileceği ihtimali her ne kadar hayal kırıklığı yaratsa da bu durumun infertil erkeklerde daha fazla görülebileceğini söylemek gerekir. Bununla birlikte varikosel tedavisinde kullanılan yöntem de nüks etme oranında etkiye sahiptir. Öyle ki yapılan cerrahi operasyon sonrasında varikoselin tekrarlama riski %10-15 civarındayken, mikrocerrahi yöntemin tercih edildiği tedavi sonucunda bu oran %1-3’lerde seyretmektedir. Varikoselin tekrarlama durumu ise çoğunlukla ilk tedavinin ardından en az 1 yıl sonra değerlendirilmesi uygundur.
Varikosel kalıcı hasar bırakır mı?
Aslında varikosel hastası olan her erkeğin infertilite problemi yaşamadığını söylemekte yarar vardır. Ancak elbette ki genellikle sol testiste ortaya çıkan ve bünyesel bir hastalık olarak kabul edilen varikosel, birtakım kalıcı komplikasyonlara da sebep olabilmektedir. Kısırlığın yanı sıra hastalıktan etkilenen testisin atrofisi sonucunda kan, damarlarda birikmeye başlamakta ve buna bağlı damar içerisindeki gerilimi artırmaktadır.
Varikoselde ameliyat şart mı?
Varikoselin her hastada tedavi edilme zorunluluğu bulunmamakla birlikte en etkili yöntemin cerrahi olduğu söylenebilir.
Özellikle ağrıya sebep olan, progresif testiküler testis küçülmesini ortaya çıkaran veya abnormal sperm değerlerinin nedeni sayılan varikoselin, ameliyat ile tedavisi tercih edilmektedir. Bu süreçte hastanın durumuna göre cerrahi ligasyon (damarın bağlanması) uygulanabilir. Tek tedavi yönteminin ameliyat olarak bilindiği bu hastalık, embolizasyon yöntemiyle ameliyatsız olarak da tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Ancak en iyi sonucu yine cerrahi operasyonla almak mümkün olmaktadır.
Günümüzde yaygın olarak cerrahi açıdan iki yaklaşım kullanılmaktadır. Her ikisi de genel anestezi gerektirir ve genellikle aynı gün hasta taburcu olabilir. Prosedürler şunları içerir:
- Mikroskobik varikoselektomi: Cerrah kasıkta küçük bir kesi yapar ve güçlü bir mikroskop kullanarak birkaç küçük damarı tanımlayarak bağlar. İşlem genellikle 2-3 saat sürer. Günümüz bilimsel verileri dikkate alındığında altın standart tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir.
- Laparoskopik varikoselektomi: Cerrah, bir video kamera ve alt karın bölgesinde çok küçük birkaç kesiden geçen tüplere bağlı cerrahi aletler kullanarak işlemi gerçekleştirir. Damar ağı kasık üzerinde daha az karmaşık olduğundan, bağlanacak daha az damar vardır. Prosedür genellikle 30-40 dakika sürer. Geçmişte denenmiş ancak günümüzde nadiren uygulanan bir yöntem olup kullanımı terkedilmiştir.
Ameliyat sonrası cinsel ilişkiye ne zaman girilir?
Varikosel ameliyatı sonrasında cinsel ilişkiye girmek için tam iyileşmenin beklenmesi önemlidir. Bu zaman dilimin, hastanın doku durumuna göre farklılık göstermekle birlikte ortalama 1-3 hafta arasındadır. Operasyon esnasında gerçekleştirilen mikrocerrahi girişim nedeniyle iyileşme sürecinde hastanın kendini zorlayıcı hareketlerden ve ağır yük kaldırmaktan kaçınmaya özen göstermesi önerilir. Öyle ki dokular iyileşmeden yapılacak zorlayıcı hareketler, fıtık oluşumuna zemin hazırlayabilir.
Paylaş