Paylaş
Bu sorunun tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlar, cihazlar ve cerrahi teknikler olsa da bunların dışında invaziv olmayan doğal yöntemlerle de kişinin ereksiyon kapasitesi arttırılabilmektedir.
1. Düzenli egzersiz
Egzersiz yapmak kuvvetli bir ereksiyon için gerekli olan penis içi kan akımını arttırmakta ve tıpkı bu amaçla kullanılan ilaçların etki mekanizmasında olduğu gibi penis içinde nitrik oksit salınımını uyarmaktadır. Yine ağırlık çalışılarak yapılan sporlar ereksiyonda ve cinsel istekte önemli rolü olan testosteron üretimini uyarmaktadır. Günde en az 40 dakika süren ve haftada 4 kez yapılan koşu, tempolu yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürme gibi sporların 6. ayın sonunda erektil disfonksiyonda belirgin iyileşme gösterdiği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Pelvik taban kaslarını çalıştıran Kegel egzersizlerinin de penis içi kan akımını arttırdığı ve 4-6 hafta sonunda ereksiyonda belirgin iyileşme sağlandığı birçok çalışmada gösterilmiştir.
2. Sağlıklı ve dengeli beslenme
Sağlıklı ve dengeli beslenme penis içine kan akışını sağlayan damarları koruyarak seksüel fonksiyonların devamına yardım eder ve ayrıca erektil disfonksiyon gelişimi için risk faktörü olan kalp hastalıkları, obezite, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklara karşı da koruma sağlar. Yapılan birçok çalışmada Akdeniz diyeti dediğimiz sebze, meyve ve balıktan zengin dengeli beslenme tarzının hem genel vücut sağlığını hem de cinsel fonksiyonları korumak açısından önemli olduğu gösterilmiştir. Bu tip beslenme tarzı hem penis içi kan akışını arttırmakta hem de erektil disfonksiyon için risk faktörü oluşturan obezite, diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıklarına karşı korumaktadır.
Zengin antioksidan kaynağı olan flavonoidden zengin besinler (Fındık, baklagiller, çilek, yaban mersini, elma, turunçgiller, bitki çayları vb.), omega yağ asidinden zengin somon balığı, zeytin yağı, l-arjininden zengin protein içeren besinler (balık, yumurta, süt ürünleri vb.) sağlıklı bir ereksiyon için gerekli olan besin kaynaklarıdır.
3. İyi uyku
Yapılan çalışmalar kötü uyku kalitesinin ve geceleri düzenli uyku uyumayanların daha fazla sertleşme sorunu ile karşı karşıya olduğunu göstermiştir. Yine çalışmalarda insomnia gibi uyku bozukluklarında ve obstrüktif apnede sertleşme sorunu riskinin arttığı bildirilmiştir. Yetersiz uyku düşük testosteron düzeyleri ile ilişkilidir. Uyku bozukluğu olan kişilerde sertleşme sorunu için risk faktörleri olan hipertansiyon, diyabet ve stres bozuklukları da daha sık izlenmektedir.
4. Sigarayı bırakmak
Sigara kullanmak penisin damar yapısını bozmakta, ereksiyon için gerekli kanlanma artışının sağlanmasını engellemektedir. Yine ereksiyon için esansiyel bir molekül olan nitrik oksitin salınımını bozmaktadır. Sigara erektil disfonksiyon için çok ciddi bir risk faktörüdür ve bırakmış olduğu hasarın bir kısmı kalıcı olmaktadır.
5. Alkol tüketimini azaltmak
Alkol depresan bir molekül olup, geçici ve uzun dönem sertleşme sorununa yol açmaktadır. Santral sinir sistemi ereksiyon için oldukça önemli bir molekül olan nitrik oksit salınımını fazla alkol alındığında yeterince ve efektif olarak yapamamaktadır.
6. Stresin azaltılması
Stres ve anksiyete bozuklukları sıklıkla sertleşme sorunu ile ilişkilidir. Kronik stres testosteron salınımını olumsuz yönde etkilemekte, uyku bozukluğuna yol açarak sertleşme sorununu derinleştirmektedir. Psikojenik etkenler sertleşme sorununda önemli yer tutmaktadır ve gerekirse kişiler psikoterapi ile profesyonel destek almalıdır.
7. Kilo vermek
Obezite sertleşme sorunu ile direk ilişkili bir durumdur. Obezite sertleşme sorununa yol açan en önemli iki faktör olan diyabet ve vasküler hastalıklar için ciddi bir risk faktörüdür. Ayrıca yağ dokularından salınan östrojen erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açmaktadır. Kilo veren ve ideal kilosunu koruyan kişilerde ereksiyon kapasitesinin arttığı birçok çalışma ile gösterilmiştir.
Paylaş