Paylaş
Dünya çapında 75 milyondan fazla kişide glokom hastalığı var. Oysa pek çok kişi glokom hastalığı hakkında yeterli bilgiye sahip değil.
Glokom hakkında farkındalığın artırılması ve halkın eğitilmesine yardımcı olmak amacıyla her yıl Dünya Glokom Günü ve Dünya Glokom Haftası kutlanıyor.
Dünya Glokom Günü ve Haftası ne zaman?
Dünya Glokom Günü her yıl 12 Mart'ta kutlanıyor. 12 Mart’ı içine alan hafta ise Dünya Glokom Haftası olarak kutlanıyor. Bu yıl Dünya Glokom Haftası 10-16 Mart 2024 tarihlerine denk geliyor.
Dünya Glokom Haftası, Dünya Glokom Derneği tarafından 2020 yılında başlatıldı. Her yıl düzenlenen etkinlik, dünya çapında körlüğün en yaygın nedenlerinden biri olan glokom hakkında insanları eğitmenin bir yolu olarak hizmet ediyor.
Glokomun çeşitli tipleri var
Glokomun en yaygın tipi “primer açık açılı glokom (PAAG)”. Primer açık açılı glokomda göz içindeki sıvıyı göz dışına atan kanallarda tıkanma oluyor, sıvı göz içinde birikiyor ve bunun sonucunda göz içi basınç artıyor. Bu basınç artışı göz sinirinde tahribata yol açıyor.
Primer açık açılı glokom için risk faktörleri arasında yaşlanma, şeker hastalığı ve aile hikayesi yer alıyor. Risk kardeşlerde 4 kez, çocuklarda 2 kez fazla... Doğum kontrol hapı kullanımı, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalığı, migren gibi hastalıklar da glokom riskini artıyor.
Glokom sinsi bir hastalık …
Primer açık açılı glokom başlangıçta belirti vermiyor. O nedenle hastalar göz doktoruna başvurmadıkları müddetçe glokomları olduğunu anlamıyor. Glokoma “sinsi” bir hastalık denmesinin nedeni bu... Ancak hastalık ilerlediğinde görmede azalma ve geri dönüşsüz görme alanı kaybı baş gösteriyor.
Glokomun ileri evrelerinde görme alanı yanlardan daralmaya başlıyor. Glokomu olanlar yanlarındaki eşyaları görmeyip çarpabiliyor. Bu durum araba kullanırken güvenliği tehdit edebiliyor. Glokomun son evrelerinde tam körlük gelişebiliyor.
Glokom 40 yaştan sonra sık görülüyor
Göz tansiyonu (glokom), her yaşta hatta bebeklikte bile görülebiliyor. Ancak, 40 yaşın üstünde görülme olasılığı daha yüksek. Kırk yaşın üstünde 100 kişiden 2’sinde glokom izlenebiliyor.
Glokomda erken teşhis önemli…
Pek çok hastalıkta olduğu gibi glokomda da erken tanı çok önemli. Göz doktoruna düzenli gidilmediği takdirde tanı gecikebiliyor, görme alanında ve görmede geri dönüşsüz kayıp gelişiyor. Erken tanı konduğunda ise glokomu kontrol altına almak, görme alanını ve görmeyi korumak mümkün.
Glokomun erken tanısı için yılda bir kez göz muayenesi olmayı ihmal etmemelisiniz.
Glokom nasıl teşhis ediliyor?
Glokomu teşhis edebilmek için, önce komple göz muayenesi gerçekleştiriliyor. Bu muayenede görme seviyesi belirleniyor, göz tansiyonu ölçülüyor, göz sinirinin incelip incelmediği kontrol ediliyor. Bilgisayarlı görme alanı tetkiki ile görme alanınında glokoma bağlı kayıp olup olmadığı tespit ediliyor. Kornea kalınlığı ölçülüyor. Göz tansiyonu ölçüm cihazları; kornea kalınlığından etkileniyor. Korneanın kalın olması yalancı yüksek ölçüme, ince olması ise yalancı düşük ölçüme yol açıyor. Kornea kalınlığından etkilenmeden ölçüm yapabilen cihazlar da mevcut...
Konfokal tarayıcı lazer oftalmoskop veya optik koherans tomografi (OCT) cihazları ile göz sinir başı ve sinir lifi tabakası değerlendiriliyor. Bu tetkikler tanı konmasında ve hastalığın ilerlemesini takip etmede yarar sağlıyor.
Glokom nasıl tedavi ediliyor?
Glokom tedavisinde öncelikle göz damlaları kullanılıyor. Glokom damlalarının 5 temel grubu var: Prostaglandin anologları, beta-blokerler, alfa-2 agonistleri, topikal karbonik anhidraz inhibitörleri ve miyotikler... Ayrıca pekçok kombine ilaç mevcut.
Son yıllarda glokomun SLT (selektif laser trabeküloplasti) denen lazer yöntemiyle tedavi edilmesi yaygınlaştı. Lazer tedavilerinin TCP (transskleral diod siklofotokoagülasyon) ve ECP (endoskopik diod siklofotokoagülasyon) denen tipleri de mevcut. TCP diğer tedavilere cevap vermeyen vakalarda son çare olarak kullanılıyor. ECP ise genellikle katarakt cerrahisi ile birlikte kullanılıyor.
Cerrahi tedavi yöntemleri arasında başta trabekülektomi olmak üzere derin sklerektomi, viskokanalostomi gibi teknikler mevcut. İlaç tedavisine cevap alınamayan durumlarda veya ilaçlara karşı alerji gelişmesi halinde ameliyat ile göz içi basıncını düşürmek mümkün…
Paylaş