Paylaş
Eğer aşağıda sıraladığımız bulgulardan birkaçı varsa idrar yolu enfeksiyonunuz olabilir.
• İdrar yaparken yanma
• Sık idrar çıkma
• Sık idrar gitme isteği
• İdrarda kan olması
• Çay rengi idrar
• Kasık ağrısı
Bu durumun en önemli sebebi de bu dönemde bağışıklık sistemimizin zayıflaması ve hormonal değişikliklerle floramızın daha kolay bozulabilmesidir. Çoğu zaman idrar yolu enfeksiyonu yaşadığımızı düşünürüz ancak yaptırdığımız tahliller bunun düşündüğümüz gibi olmadığını gösterir. Böyle durumlarda öncelikle beslenmemize tükettiğimiz besin grubuna dikkat etmeliyiz.
İdrar yolu enfeksiyonu durumunda öncelikle hekime başvurmalı ve tahlilimizi yaptırarak gerekli medikal tedavimize doktorumuzun uygun gördüğü şekilde başlamalıyız. Eş zamanlı olarak mutlaka günlük tükettiğimiz miktardan en az 1 lt kadar daha fazla su tüketmeye özen göstermeliyiz.
Bunun için imkânımız varsa alkali iyonlu su tercih etmeli ya da limonlu veya aloe veralı su içmeye özen göstermeliyiz. Çay kahve türevi ve gazlı içecekler gibi irritan içeceklerden uzak durmalıyız.
Bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek ana hedefimiz olmalıdır
Hem idrar yollarına etkisi gösterilmiş böğürtlen grubu meyveler başta olmak üzere genel olarak meyve tüketimini arttırmalıyız. Cranberry gibi böğürtlen grubu birtakım meyvelerin hazır takviye edici gıda formu özellikle akut dönem tedavisinde oldukça etkili olmaktadır.
Bağışıklık sistemine ek yük oluşturmamak adına bu dönemde daha hafif beslenmeli hayvansal gıda tüketimini azaltmalıyız. Baharatlı, salçalı, domates içeren gıdalardan uzak durmalıyız.
Erken dönemde prebiyotik/probiotik gıda tüketimi ve eş zamanlı takviyelerden faydalanmak bu dönemin kısalmasına yardımcı olmaktadır. Alkol – sigara tüketimi mutlaka bu dönemde mümkünse bırakılmalı ya da en aza indirgenmelidir.
Tamamlayıcı bakış açısı ile değerlendirildiğinde sempatik sistemin hâkim olduğu ve düzenlenmesi gerektiği, (bunun için başta nöralterapi olmak üzere, kulak ve vücut akupunkturu ile manyetik alan tedavisi kullanılabilir) ayrıca lenfatik sistemde bir bozulma olduğu bunun için gerekli temizlenme (detoks) programının başlatılması gerektiği düşünülmelidir.
Ozon terapi, hem ozonlu su tüketimi ile gerekli oksijenizasyon sağlanması için hem de mesane içine ozon veya ozonlu su verilerek bölgedeki irritasyon ve defeksiyonu sağlar. Gerekirse aromaterapik yağlar ile de antimikrobiyal etki sağlanıp hastanın kısa sürede hayat kalitesinin arttırılırken eş zamanlı olarak da uzun dönemde idrar yollarındaki enfeksiyon ve irritasyonun tekrar etmesinin önüne geçilmiş olmaktadır. Bir sonraki yazımızda bahsedeceğimiz interstisyel sistit (ağrılı mesane sendromu) ile ayırıcı tanısı çok iyi yapılmalı buna uygun tedavi programı oluşturmalıdır. Aslında yaşam şeklimiz haline getirmemiz gereken sağlıklı yaşam ve bol su tüketimi tedavimizin esasını oluşturmaktadır.
Paylaş