Paylaş
Sıradışı olan projenin kendisi mi, yoksa nasıl başlayıp geliştiği mi ona siz karar verin. Ben baştan sona heyecanla dinledim, çok etkilendim. Ne de olsa böyle hikayeleri her gün duymuyoruz.
Yako Hançerli, plastik endüstrisi alanında faaliyet gösteren sanayicilere hammadde sağlayan Neotek Kimya ve tüketicinin hayatını kolaylaştıran ürünleri piyasaya sunan Neotek Mefruşat'ın sahibi. Yaptığı, ürettiği, topluma kazandırdığı önemli yenilikler ve iş hayatındaki başarısının yanında, görme engelli çocukların okuyabilmesi için Braille alfabesiyle (görme engellilerin alfabesi) yazılan kitaplar hazırlatmış, bastırtmış ve Anadolu'da bu imkanlara sahip olamayan okullara bağışlamış. Çocukların en sevdiği klasik masallardan derlenen sette 10 ayrı masal kitabı yer alıyor. Çizmeli Kedi, Pinokyo, Kurbağa Prens, Alaaddin'in Sihirli Lambası bunlardan birkaç tanesi. Bununla da kalmayıp, daha başka neler yapabilirim diyen Yako Hançerli, zihinsel özürlü çocukların eğitimine katkıda bulunmak üzere kolları sıvamış bile.
İş hayatının her alanında fiziksel olarak yaşamını idame ettirebilecek insanlar için sunulanlar kadar, engelli olan kişiler için neden standartlar olmadığını yargılarken; kendi bünyesindeki mekanlarda tekerlekli sandalye ile geçilebilecek rampalar, acil durumlar için sedyenin sığabileceği asansörler inşa ettiren Yako Hançerli, üzerinde hassasiyetle durduğu bu mevzularla ilgili bakın neler diyor:
Genelde ailesinde engelli bir şahsın varolması iter insanları bu tip projelere. Sizde de böyle mi oldu? Görme engelli çocuklar için kitap bastırtmak ve Anadolu'ya dağıtma projesi nasıl doğdu?
Çok sorulan bir soru bu; hayır, yakınlarım arasında böyle biri yok. Avrupa'da Amerika'da ilaç kutusundan, şampuan şişesine kadar birçok ürünün isimlerinin aynı zamanda Braille alfabesi ile yazılmış olduğunu görürsünüz. Kartvizitimi yenilemek istiyordum, neden böyle bir şey yapmamayım diye düşündüm. Matbaacım hemen "Niye böyle bir şeye gerek duydun, görme özürlülere mi ürün satıyorsun?" diye sordu. Hayatta neyin nerede olacağı belli olmadığı gibi, bir diğer amacım da bu kartvizit eline ulaşan kişi, "Benim aklıma neden gelmedi?" desin istedim. Bu oluşumun bir standart haline gelmesini arzu ettim. İstanbul'da bu alfabede basım yapan tek bir firma var, o da Beyid Bilişim. Onlarla iletişime geçtim. Konsept çok hoşlarına gitti ve bu konuya duyduğum hassasiyetten konuşurken sosyal sorumluluk projesi altında hediye kitabı bastırılması konusu açılınca, Anadolu'da böyle itaplara çok ihtiyaç duyulduğundan bahsettiler. Burdan yola çıkarak, çocuk dünyasında popüler olan 10 masalda karar kıldık ve bastırttık.
Dağıtımı neye göre ve nasıl yaptınız?
Öncelikle içinde görme engelli çocukların da olduğunu bildiğimiz okullara, sonra da bilmediklerimize yollamaya başladık. Dağıtımı da tamamen Beyid Bilişim üstlendi.
Nasıl tepkiler aldınız?
İşin en keyifli tarafı Anadolu'dan gelen teşekkür telefonlarıydı. Direk firmamızı arayan, ağlayarak teşekkür eden öğretmenler vardı, bizlerin bilmediği diğer şehir ve köylerdeki okulları önerip oralara da yollamamızı isteyenler oldu. Verilen emeğin, niyetin amacına ulaştığını duymak çok güzel bir duygu.
Bu harika kitaplarla ilgili basında veya websitenizde herhangi bir habere rastlamadım. Neden yeterince duyulmadı?
Ben bunu duyurmak için yapmadım. Dediğiniz gibi ne şirket websitemizde, ne de herhangi bir basın-yayın organında haber yaptık. Çalışmamız, niyetimiz amacına ulaştı, en güzel sonuç budur benim için. Ama tabii bu ropörtajımız, başka kişilere ilham kaynağı olacak ise, "Ben de buna benzer şeyler yapmalıyım, yapabilirim" dedirtiyorsa ne mutlu bana.
Başka projeleriniz var mı?
Şu sıralar zihinsel engellilere destek oluyoruz. Bir proje yaratarak değil, maddi olarak katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Şirket olarak ciromuzdan her ay ayırdığımız bir yüzde var, o miktarı direk hesaplarına yatırıyoruz.
Şirketinde engelli çalışanı olmamasına rağmen buna uygun alt yapı kuran, yabancı ülkelerde kanunlaşmış ancak bizim ülkemizde üzerinde bile konuşulmayan ayrıntıları hayata geçiriyorsunuz. İş başarınızı desteklemesiyle uzaktan yakından alakası olmayan detaycı hassasiyetinizin nerden geldiğin merak ediyorum.
Bazı insanlar bakar, bazıları görür. Ben gördüğümü uygulamayı seven bir modelim. Olması gerekenleri ve ileride olacakları nerden bildiğimi bilmeden uygulamaya geçirip, şimdiden başlamayı tercih ediyorum. Örneğin, kartvizitlerimde QR kod kullanıyorum. Sunulan teknolojinin sonuna kadar kullanılması taraftarıyım. Bence mezar taşlarında da QR kod kullanılmalı, bununla ilgili bir şeyler yapma isteğim var.
Düşünsenize, mezar taşındaki QR kodu, barkod okuyucu ile tarandığında, kişinin hayattayken çekilen videoları, detaylı hayat hikayesi, ailesi tüm bilgiler bir çırpıda gözler önünde. Bunu niye yapmalı diye sorarsanız, bilmiyorum. Aklıma geliyor, aklıma geleni de yapmayı seven bir insanım.
Süzer Plaza'nın 28. katında, kişiye özel showroom konseptiyle tasarlanmış bu muhteşem ofiste, ayrıcalık yaratmayı seven, ülkemizin görme engelli çocuklarını hatırlayıp, onlara böylesine bir imkan sunan Yako Hançerli ile yaptığım muhteşem sohbetimden çok şey öğrendim. Kendisini yürekten tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum.
Paylaş