Paylaş
Lotus doğumu göbek kordonunu kesmeden, bebekten ve plasentadan ayırmadan gerçekleştirilen; daha sonrasında kordonun kendi kendine düşmesini bekleyerek yapılan bir uygulamadır.
Doğum gerçekleşirken; bebek, kordon ve plasenta bir arada doğurtulur. Bebek dünyaya geldikten 2-3 gün sonra birbirlerinden ayrılana kadar da bebek onlarla birlikte yaşar. Lotus doğumunun kaynağı Hinduizm'e dayanır ve esas amacı bebekte oluşabilecek açık yara iltihabının önüne geçerken, doğumun doğasını bozmamaktır.
Bebeklerin dünyaya geldikleri anda kordonları kesildikten sonra ciyaklayarak uzun süre ağlamalarının sebebi, yeterli oksijeni sağlayabilmek içindir aslında. Kordonundan ve plasentasından ayrılmadan doğan bir bebek, yaklaşık iki dakika içerisinde plasentasından alacağı daha az oksijenle yavaş yavaş kendi başına nefes alma yetisine sahip olur. Bu yumuşak geçiş sayesinde artık yırtınarak ağlamasına gerek kalmayacaktır. Bu doğal yöntemle, bebek yeni dünyaya daha az şok etkili, pürüzsüz bir geçiş sağlar.
Modern çağda bebek kordonunun kesilmesi, hastane odalarında işlemin daha çabuk tamamlanması ve doktorların diğer görevlerine dönebilmesi ve meşgul tutulmaması için gerçekleşen pratik bir çözüm sağlamak içindir. Ayrıca plasenta ile hareket etmek, bebeğin götürüldüğü yere devamlı onu taşımak da pratik bulunmamaktadır. Kimileri için ise bu görüntü rahatsız edici olabilmektedir. Ancak doğumun doğasında kordonun kesilmesi diye bir şey yoktur. Ayırım kendiliğinden gerçekleşir, bir müdaheleye ihtiyaç yoktur. Bebeğin kök hücreleri onlara sunulmuş bir hediyedir. Doğum yolculuğunda her şeyi onarma becerisi olan kök hücre kordon bağında oluşur ve direkt kana karışır. Önce beyine daha sonra da vücudun en çok ihtiyaç duyan diğer organlarına hızla yayılır. Plasenta da doğurtulduktan sonra beze sarılır veya ağzı açık bir kaseye konur. Anne ile bebeğin yanına aynı hizada yerleştirilir. Açıkta kalan kordon kısa sürede kurur ve küçülür; 2-3 gün içerisinde ise bağını koparır, düşer. Bu süreç zarfında plasentayı lavanta ve biberiye gibi otlarla korumak çok faydalı olacaktır. Ayrıca üzerine deniz tuzu serpildiğinde, kokusu daha az rahatsız edici bir hal alacak ve kuruma süreci hızlanacaktır.
Lotus bebekleri doğum anında ve sonrasında efor sarfetmedikleri için gereksiz enerji kaybı yaşamazlar. Kilo alımları, kas gelişimleri ve dış dünyaya adaptasyonları daha sağlıklı ilerler. Daha büyüdüklerinde metabolizmaları daha hızlı çalışır, diş çıkartma dönemini çok daha az zahmetli ve az stresli geçirirler.
Ayurveda ilmi son 5000 yıldır bebeklerin doğumdaki mental ve fiziksel gelişimleri kadar, onların dünya ile olan duygusal ve bio-dinamik ilişkilerini inceliyor. Göbek kordonunun erken kesilmesi, bebeğin adrenalin seviyesini yükselttiği gibi, 9 ay boyunca birlikte yaşadığı parçalarından dünyaya gelme şoku sırasında ayrılmasının bütünü bozduğunu ve bizler farkında olmasak bile onların doğum sırasında hayatlarını zorlaştırdığını vurguluyor. Onlar için bebek kordonunun anında kesilmesinin tek şartı, annenin doğum sırasında ölümü... Lotus doğumu için seçilen yönetemlerin başında suda doğum geliyor. Ancak normal doğum veya sezeryan ile doğum gerçekleştiren anneler de aynı nimetten yararlanabiliyor. Plasenta, bebek ile birlikte doğurtulduğu sürece hiçbir sorun yok. Bu uygulama, prematüre bebekler için de geçerli, hatta gelişimleri ve adaptasyonları açısından çok da faydalı. Lotus bebekleri bu süreç zarfında rahatlıkla yıkanabiliyorlar. Kordonu ile kendisine bağlı plasentasını yakınında tutarak istediğiniz şekilde banyo aldırabilirsiniz. Kordonun ıslanmasının hiçbir sakıncası yoktur, zamanla kendiliğinden kuruyacaktır.
Günümüzde eskiye ve doğal yöntemlere dönüşü tercih eden annelerin Lotus Doğumu gerçekleştirmeye olan ilgisi ve merakı artmaktadır. Böyle bir uygulama kararı alındığında, konunun uzmanları size destek olurken, kadın doğum doktorunuz ile bebeğin ve sizin sağlık durumunuzun koordine edilmesi en önemli unsurdur.
Paylaş