Paylaş
Çocuklarınızın tüm sorumluluklarını elinden alıp, daha sonra hata yapmadan büyük işler başarmasını bekliyor olabilir misiniz?
Çocuklarınıza oyun oynamak için boş zaman tanımıyorsanız,
Öğleden sonraları da hiç boş vakitlereri yok ise- çünkü bizce kaliteli değilse (ders çalışılmuyorsa) boşa giden bir zamandır!
Sanki her bir ödev, sınav veya her aktivite planladığınız gelecekleri için ölüm kalım meselesiymiş gibi davranıyorsanız,
Çocuklarınızın yerine; yataklarını topluyor, ödevlerini yapıyor, tabaklarını vs kaldırıyorsanız,
Bu süreçte bunu sadece onların mutlu olmasını istediğiniz için yaptığınızı söylüyorsanız tam bir ‘’Helikopter Annesiniz’’ demektir!
Sevgili aileler çocuklarınızı bir helikopter gibi takip ettiğinizde; çocuklarınız tamamlanması gereken bir liste varmış gibi bir çocukluk geçirmiş oluyor.
Ve o liste birazcık şöyle bir şeye benziyor:
Biz çocuğumuzu güvende tuttuk,
Yedirdik ve içirdik,
Onların doğru arkadaşları olduğundan,
Onların doğru okullara gittiklerinden,
Onların doğru okullarda doğru sınıflarda olduklarından
Ve onların doğru okul ve sınıflarda doğru notlar aldıklarından emin olmak istedik.
Ama sadece notlar değil, notların dışında, takdir ve ödüller, sertifikalar spor, aktiviteleri ve liderlik konularında da emin olmak istedik. Çocuklarımızın sadece bir kulübe katılmalarını değil, bir kulüp yönetmelerini istedik.
Peki neden bunları yapma ihtiyacı duyuyoruz?
Cevap ne yazık ki ‘’mükemmellik beklentisi’’. Çocuklarımızın mükemmel olmasını bekliyoruz.
"Bu imkan ve koşullar bende olsa kesin yapardım’’ diyen ebeveynler üzülerek söylüyorum ki büyük bir ihtimalle yapamazdınız. Kabul edelim ki bir çoğunuz çocuğunuzun koçu, menejeri sekreteri gibi davranıyor.
O çocuklar ergenliğe geldiğinde merak ediyor; bu hayat; yaptığımız bunca şeye değer mi?
En nihayetinde liseyi ne şekilde bitirmiş olurlarsa birçoğu yorgun düşüyor. Kırılmış olup kısmen de tükenmiş olmaktadır. Zamanlarından önce yaşlanmaya başlıyorlar. Hayatlarındaki büyüklerin "Yaptıkların, ortaya koymuş olduğun çaba yeterli." demesini umarak. Umduklarını bulamadıklarında yüksek oranda depresyon ve endişe altında kayboluyorlar.
Çocuklarımıza şu mesajı gönderiyoruz: Çocuğum, bunu bensiz başarabileceğini sanmıyorum."
Bizim aşırı yardımımız, aşırı korumamız, aşırı yönlendirmemiz ve el tutmalarımızla çocuklarımızı öz-yeterlilik geliştirme şansından mahrum ediyoruz, ki bu insan düşünme, planlama, karar verme, yapma, umut etme, deneme ve yanılma, hayal etme ve hayat deneyiminin çoğunu kendileri için yapmak zorundalar.
Çocuklarınız, arkadaşlarınıza sunacağınız bir etiket değildir!
Çocukları tamamen serbest bırakalım demiyorum asla. Söylediğim şey;
Onlara çalışma felsefesini anlatın. Birilerine sunulacak bir etiketten ziyade, bir şeyleri severek, kendi başına çalışıp yeterince çaba harcandığında başarının kendiliğinden gelebileceğini, bir işi yaparken sorumlulukları ona tüm hata yapma imkanlarını da tanıyın. Ne kadar erken yaşta sorumluluk verirseniz, hata yaptıklarında tolere etmeniz hem kolay olur, hem de onlar da daha kolay ilerlerler.
Paylaş