Paylaş
Ebeveynler, çocuklarının davranışlarına baktıklarında, genellikle "Çocuğum üstün zekalı mı acaba?" diye heyecanlanıyor. Özellikle ilk çocukta, gördükleri davranışlar onlara ilginç ve olağanın ötesinde geliyor. Hayret ve şaşkınlıkla onu izliyor ve hemen zekasını keşfetme ve bunu belgelendirmek istiyorlar. Ebeveyn olarak da hemen onun için bir şeyler yapma, zekasına uygun aktiviteleri planlama ve özel olarak ‘ne yapabiliriz’ in peşinde oluyorlar.
Akademik başarı için sınıf düzeyi ona göre yetersizse sınıf atlatmak gibi bir düşünceye sahip oluyorlar. Genellikle üstün zeka üzerine yoğunlaşıyorlar ve bu durum kendilerini de mutlu ediyor. Üstün zekalı bir çocuğa sahip olma eldeki kaynağın değerlendirilmesi ve iyi bir gelecek hazırlama isteğini beraberinde getiriyor.
Zeka testlerinden en çok kullanılanları wisc-r ve stanford binettir. Testlerin uygulayıcılarının yeterlilikleri, fiziksel ortamın uygun ve standart seviyede olması çocuğun, ihtiyaçlarının uygun şekilde karşılanmış olması, testin uygulanması için olan gerekliliklerdir. Güvenirlilik için tek test uygulanmayıp, en az iki test uygulanması yerinde olur. Yinede %100 lük doğruluk oranı tartışılır. Ancak, fikir verebilir.
Zeka testlerine IQ testi de denmektedir. Rehberlik ve Araştırma merkezleri tarafından da IQ testi uygulanması istenebilir, ebeveynlerden.. Genellikle, zeka seviyesi düşük olduğu tahmin edilen çocuklara destek olabilmek için zeka düzeyinin belirlenmesi uygun görülür.
IQ'nun tesbit edilmesi, üstün ya da düşük zekalı çocuklara yani ortalamanın dışındaki çocuklara farklı bir destek verilmesini amaçlamaktadır. Yurdumuzda özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için kurumlar mevcuttur. Ancak, üstün zekalı çocuklar için yeterli olduğu söylenemez. Üst sınıfa bu çocukları yerleştirmek, yalnızca zeka gelişimi için belki tatmin edici olsa da çocuğun diğer tüm gelişim alanlarını dikkate almamız gerekir. örneğin, yaşı daha büyük çocuklarla birlikte olmak, çocuğun duygusal ve sosyal alanlarda belki de problem yaşamasına sebebiyet verecektir. Psikomotor alanda, kendisini yetersiz ve başarısız görmesi bizi belki de mutsuz edecektir. Yani, çocuğun zeka düzeyi her şeyi belirlememektedir ve yeni sorunlara kapı aralayabilmektedir.
Toplumların, uçlarda zeka düzeyi farklılığı oranı çok düşüktür. Aslında çok da zeka testlerine bağlanılmamalıdır. Mutlaka ince ince rakamlara odaklanmayıp, çocuğun gelişimini destekleyici her türlü çalışmaları yapmalı ve iyi bir eğitim ortamı sağlanmalıdır. Çocuğun çabası önemlidir. Örneğin; çocuk diyelim ki üst zeka düzeyinde olsun; çocuğun ve çevrenin bundan etkilenmesi ve çocuğa yansımaları olumsuz olacaktır. Çocuğa ‘’sen üstün zekalısın’’ denince ve özel bir çocuk yaklaşımı benimsenince çocuğun egosu artacak ve bundan duygusal anlamda zarar görecektir. Söz şeklinde ifade edilmese bile çocuk, birilerine biz gururla bahsederken duyacaktır. Çaba göstermeme gerek yok, ben herşeyi bilirim-yaparım tarzında bir davranış geliştirecek ve gelişmesinin önünde bir engel oluşturacaktır. Çocuklar, günümüzde pek çok uyaranla ve bilgi kaynağı ile iç içedir. Durum böyle olunca ebeveynler, çocuklarında gördükleri gelişmeleri hayretle izlemekte ve olağanüstü görmektedirler. Eğer, gerçekten ihtiyaç varsa bir uzman tarafından zeka testi talep edilmelidir. Hata olasılığı yüksek ve değişebilir zeka testlerinde yaklaşık değerler belki yeterli sayılabilir. Yani bize kısmen ışık tutabilir.
Sözün kısası, her zaman için çocuğumuz hangi zeka seviyesinde olursa olsun, hep gelişimini destekleme peşinde olmalıyız. Araştırmacı ve üretken bir nesil yetiştirmek için çaba sarfetmeliyiz. Emeğimizi ve ilgimizi buraya odaklamalıyız. Test yaptırdıktan sonra yüksek çıkan sonuç bizi daha çok işin içinden çıkılmaz bir duygu haline sürükler. Amerika ve Almanya bu konuda iyi düzeyde çalışmalar içinde, yurdumuzda da çalışmalar yapılıyor olsa da daha alacağımız mesafe çok… Zekanın herşey demek olmadığı ve zekanın iyi şekilde, akılcı, insancıl şekilde kullanımının daha önemli olduğunu söylemek isterim.
Paylaş