Paylaş
Okulun, çocuğun aileden sonraki ilk sosyal çevresi olduğunu ve ailenin yerini artık öğretmenin aldığını söyleyen Çocuk ve Aile Danışmanı Öznur Simav, öğretmen ve okul programının çocuğun psikolojisi açısından nasıl olması gerektiğine değindi.
Öğretmenini seven çocuk, okula istekle gider ve öğretmeninin yönergelerine uyar. Sorumluluklarını yerine getirir, bu da öğrenim yaşantısını olumlu etkiler. Dolayısıyla bir öğretmende olması gereken genel özellikleri şöyle sıralamak mümkündür:
• Öğretmen, sınıf içinde düzen ve disiplini sağlayabilecek özellikte olmalıdır.
• Çocuğun ruh sağlığının önemine inanmalı, öğrencilerine destek olmalı, güven vermeli, onları incitecek tavırlardan uzak olmalıdır.
• Öğrenci ayrımı yapmamalıdır, en küçük bir ayrım çocuklar tarafından hissedilecektir.
• Sevgisini, sınıfta disiplini bozmadan yansıtabilmelidir.
• Öğrencilerini etkin, başarılı, kendini ifade edebilen, yaratıcı, mutlu bireyler olacak şekilde desteklemelidir. Onları araştırmaya, incelemeye yöneltmeli, edilgen olmaktan uzak tutmalıdır.
• Rehber özelliğini her zaman korumalıdır. Çocuğun kişilik gelişiminin önemine inanmalı ve kendisinin etkili olduğunu unutmamalıdır. Adil davranmalı, dengeli ve tutarlı davranmalıdır.
• Öğretmenin kendi ruh sağlığının yerinde olması öğrenciyi pozitif yönde etkileyecektir.
• Öğretmen öğrencileri ile ilişkilerinde göz kontağı kurmalıdır. Öğrencilerini etkin şekilde dinlemeli ve çocuğa bunu hissettirmelidir.
• Sorunların çözümünde “ben dili” kullanmalıdır. Örneğin; “Gürültü yapıyorsunuz” yerine “Gürültü olunca üzülüyorum” gibi.
• Ad takma, alay etme gibi tutumlardan kesinlikle kaçınmalı, sınıfında bu tür davranışlara asla izin vermemelidir.
Okul Programına İlişkin Önemli Notlar
Her ülke, toplumsal yaşamı her bakımdan destekleyecek, nitelikli insan gücünü yetiştirecek eğitim programlarını hazırlar, zaman zaman dünyadaki yeni gelişmeler, ihtiyaçlar doğrultusunda değişikliklere gider. Ülkemizde de eğitim programı, Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği şekilde okullarda uygulanmaktadır.
Eğitim programlarındaki amaç, çocuklara bilgi yüklemek değil; onları beden ve ruh sağlığı yerinde, mutlu bireyler olarak topluma kazandırmaktır.
• Programlar, çocukların ilgi ve yeteneklerini ortaya koyan ve bu doğrultuda meslek seçimine yöneltici olmalıdır.
• Çocukların, bedensel, bilişsel, sosyal, duygusal, psikomotor, fiziksel, dil gelişimlerine destek olacak özellikte olmalıdır.
• Çocuklar, öğrenme sürecinde aktif ve katılımcı olmalı, edilgenlikten uzak olmalıdır.
• Öğrenme ortamı sadece sınıfla sınırlı kalmamalı, dış ortamda da gerçekleşebileceği unutulmamalı, gerekli deney, gezi ve gözlemler ihmal edilmemelidir.
• Çocukların ilgi ve isteklerine göre kulüp çalışmalarına yer verilmelidir.
• Ders çeşitleri ve üst sınıfta okutulacak dersler uygun şekilde yer almalıdır.
• Günlük ders programı hazırlanırken ağır dersler birbiri ardına ve günün sonuna doğru yerleştirilmemeli, ilgi çekici hobi gibi özellik taşıyan dersler ağır derslerin arasına yerleştirilerek zihinsel dinlenme sağlanmalıdır.
• Yine öğle yemeğine yakın, ağır dersler mümkünse programa yerleştirilmemelidir.
• Haftalık ders programlarında da öğrencilerin ilgi ve istekleri, dersleri kavrama kolaylıkları dikkate alınarak program yapılmalıdır.
• Teknolojik gelişmeler mümkün olduğunca programa yansıtılmalı ve uygulanabilir hale getirilerek, öğrenci ve öğretmenlerin yararlanmasına sunulmalıdır.
Paylaş