Paylaş
Göz açıp kapayıncaya kadar sayılı tatil günleri bitti ve ikinci eğitim ve öğretim dönemi başlıyor. Ebeveynler, öğrenci ve öğretmenler olabildiğince dinlenmeye çalıştı. Eğlenme, kitap okuma, çeşitli etkinliklerle ilgilenme, akraba ve büyükleri ziyaret, memlekete gitme, yurtdışı tatillere gitme, kayak yapma, evde hoş vakitler geçirme gibi yaşamsal faaliyetlerden sonra okulla tekrar buluşmak… Evet , kimisine göre çok zor, sabah istediği saatte kalkamamak, uzun kahvaltı saatleri yapamamak. Yine bir koşuşturma başlıyor.
Öğrenciler, arkadaşlarını özlediler, günün ilk saatlerinde koyu bir sohbete dalacaklar. Sonrasında ders zili ve başlasın dersler…
Yeni bir sayfa olarak görmek gerek, 2. dönemi. Yeni ünitelere, konulara yeterince önem verilerek yeniden başlanmalı. Karnelerdeki puanlamalar, sınıfa, çocuğun genel durumuna, başka okul ortalamalarına göre değerlendirilmiş olmalı ve çocuğumuzun hangi seviyede olduğunu keşfetmiş olmalıyız.
Ebeveynler, çocukları için ellerinden ne geldiyse yapıyorlar ve yapmaya her zaman hazırlar. Burada önemli konu ikinci dönemde birinci dönemdeki yanlışların yinelenmemiş olması. Çocuğumuzun beden ve ruh sağlığı yerinde mi? ona gösterdiğimiz ilgi ve sevgi derin mi? yoksa duygularımızı tam yansıtamıyor olabilir miyiz? Belki çok geç saatlerde evde karşılaşıyoruz, ya da karşılaşamıyoruz. Günlük çalışma şartları aramızdaki ilişkiyi olumsuz etkiliyor, aynı evde birbirimizi özlüyoruz, anlatacaklarımızı anlatamıyoruz, birbirimize…Anne-baba yorgun, işten eve geliyor, çocuklarının okul giderlerini ve yaşamsal gereklilikleri ancak gerçekleştirebiliyorlar.
Okul öncesi ve okul dönemleri çocukların en çok iletişime açık oldukları zaman dilimleri… Ergenlikle birlikte, çocuklarımızın ilgisi arkadaşlarına kayar ve biz de nasıl iletişim kursak diye düşünüp dururuz. Bu nedenle, çocuklarımızın yaşı gereği, her günlerini, gelişim süreçlerini doya doya yaşayarak geçirmeliyiz. Azami şekilde zamanımızı çocuklarımızla güzel paylaşımlarla geçirmeli, birebir olunan ev faaliyetlerine önem vermeliyiz. Birlikte ailece oynanan oyunlarla iletişimimize katkıda bulunmalıyız.
İletişim konusu aile içinde başarılırsa çocuk, onu rahatsız eden ilişkileri, başarısızlıklarını daha rahat ifade etme olanağı bulur. Okulda arkadaşları tarafından alay mı ediliyor? zorbalıkla mı karşı karşıya? notları neden düştü? gibi konular bize daha rahat getirilir ve çözüm konusunda yardımcı olabiliriz.
Programlı ve planlı olmak, öğrenci başarısı için vazgeçilmezdir. Çocuğun yaşamı, beslenme saatleri, uykusu, eğlenme ve dinlenme saatleri, ders çalışma hep program dahilinde olmalıdır. Gece uykusu, öğrenci başarısı ve beslenmesi için çok önemlidir. Uykusunu almayan çocuk, sabah kahvaltı yapmak istemeyecektir. Okula isteksiz, zoraki gidecektir, ya da okula gitmemek için birçok bahane üretecektir.
Ödev yapma konusu evlerde sorun yaratmakta, çocuklar bu konuda isteksizlik göstermekte. Sınıf ortalamasına göre verilen ödevler, çocukların özelliklerine göre, kısmen azaltılıp, çoğaltılabilmelidir. Adı belki değiştirilmeli, gözde küçültülerek ‘’mini çalışma’’ denilmeli ya da arada hoşluk yaratacak, çocuğumuzla aramızda bir isim belirlenmelidir. Ödevler, çocuğun kapasitesinin üzerinde olmamalı, fazlaca çalışma yapanlar, öğretmen tarafından ‘’ farkedilmeli ‘’ ve diğer çocuklarda yüreklendirilmelidir. Tüm gün okulda olan çocuklar, çalışmalarını okulda bitirmeli, eve çalışma getirilmemelidir. Ödev yapmanın amacı, konuya ön hazırlık, öğretilmeye çalışılan dersin pekiştirilmesi ve kavratılmasıdır. Tekrarı yapılmayan ders kısa sürede unutulur ve kavrama düzeyinde bir eğitim gerçekleşmiş olmaz. Onun için öğretmen - ebeveyn işbirliği önemlidir.
Ayrıca, okul sonrası çok uzun bir oyun, dinlenme arası verilmeden ödevler yaptırılmalı ve gece geç saatlere kadar uzayan ödev yapma konusu kriz haline getirilmemelidir.
İkinci dönem herkes için çok mutlu, keyifli ve başarılı geçsin, saygı ve sevgilerimle..
Paylaş