Paylaş
Çocukluk çağı, bir insanın yaşamında yürüyeceği yolda, onun rotasıdır. Çocukluk çağı, yetişkinlik çağına gelindiğinde artık sonuçlarını vermeye başlar. Gerek psikolojik açıdan, gerekse fiziksel gelişim bakımından, ekilenlerin biçildiği yaşam dönemidir. Alışkanlıklar, çocukluk döneminde edinilir, kurallara uyum, arkadaşlık ilişkilerinin uyum içinde sürmesinin temelleri çocukluk çağında atılır.
İşte tüm bu ve buna benzer nedenlerden dolayı çocukluk çağı en iyi şekilde değerlendirilmeli, gerekli alışkanlıkların edinilmesine destek olunmalıdır.
Edinilmesi gereken alışkanlıklardan ve önemli bir alışkanlık olan, okuma alışkanlığının kazandırılmasına özel bir değer verilmelidir.
Çocuklar, son derece gözlemci, yetişkinlerin davranışlarını taklit etmeye eğilim duyan bir yapıya sahiptirler. Önceleri, anne ve baba yaşamlarında en önemli varlıklardır. Çocuk büyüyüp, çevreye açılması ile akrabalar, arkadaşlar, okul çevresinden etkilenmeye başlar.
Okuma alışkanlığının kazandırılmasında, çocuklar anne ve babayı model olarak aldıklarından; onları taklit amaçlı olarak, kitaplar ve dergilerle ilgilenmeye başlarlar.
Merak duygusuyla, annesi eline bir dergi almış, bakıyorken, çocuk da hemen koşarak annesi neye bakıyor, görmek isteyecektir. Anne, burada çocuğuna kısa öyküler anlatabilir, dergideki resimlere göre kendisi üretebilir. Sayfaları açmasına izin verebilir. ''Bak, aaa daha sonraki sayfada ne var, bakalım mı?'' diyerek onun merak duygusunu canlı tutabilir.
Sonra birlikte yaş ve gelişim düzeyine uygun şekilde bıktırmadan, hatta merak düzeyi yükselmişken, ''daha sonra devam ederiz, sen düşün bakalım, sonra ne olmuş?'' deyip, kısa bir uzaklaşmadan sonra devamını getirebilirler. Burada dikkat edilecek nokta sürenin uzun tutulup, konudan ve durumdan uzaklaşmadan gerçekleştirilmesidir.
Kullanılmış dergi resimlerinden kesip, yapıştırarak, kitap hazırlama çalışmaları çocuklara etkinlik olarak yaptırılabilir.
Şimdi çocuklar, artık bebekken kitaplarla tanışma fırsatına sahipler. Müzikli, renkli resimli, köşeleri yuvarlatılmış, yırtılmayan, dokunma duygusunu yaşatabilecek çeşitli kitaplar var. Bu kitaplardan bebeğe alınabilir. Bebeklerde dikkat süresi kısadır ancak, hemen yeni bir kitap alınmamalıdır.
Evde anne ya da babanın çocukla iletişime geçmeden kendi dünyasına çekilip, kitap okuması çocuğa antipatik gelebilir. Çocuğu kitap okumaktan soğutabilir, buna özel önem verilmeli, her şeyi kararınca yaşamaya karşı hassasiyet korunmalıdır.
Çocukla sık sık kitapçı ziyaretleri yapılmalı, sınırlı olarak kitap seçmesine izin verilmelidir, bu durum, çocuğun özelliklerine göre farklılıklar gösterebilir.
Çocuğun yaşına ve ilgisine göre kitap seçimine önem verilmelidir. Örneğin, çocuğun gelişim düzeyinin ve yaşının üstünde kitap seçip, okuması ya da ilgilenmesi beklenmemelidir. Çocuğun kitaptan gözü korkmamalıdır. ''Bu, çok yazılı bir kitap, ben bunu okuyamam, bitiremem'' diyebileceği türde, çocuğun cesaretini kırabilecek kitaplar seçilmemelidir.
''Sen artık büyüdün, sana oyuncak değil, kitap almalıyız'' tarzı söylemlerden kaçınılmalı, denge içinde oyuncağa ve kitaba yer verilmelidir.
Kreş ve erken çocukluk dönemi okullarında kitap partileri düzenlenebilir, herkes birbirine güzel ambalajlanmış, kurdelelerle bağlanmış, kitaplar armağan edebilirler. Okuma bilmeyen çocuklar olduğunu düşündüğümüzde bunları serbestçe birbirlerine , resimlerine bakarak anlatabilirler.
Ayrıca, eşler birbirlerine, çocuğun yanında , göreceği şekilde kitap armağan edebilirler ve ''çok sevinme'' görüntüsü verebilirler.
Çocukların tablet ve telefon gibi cihazlara ulaşımı mümkün olduğunca ertelenmelidir, çünkü, resimli kitaplar her ne kadar cazip hazırlansalar da, canlı renkler, güzel renk tonlamaları kullanılsa da hiçbir zaman bu ekranların önüne geçmesi mümkün olamamaktadır.
Sosyal medyanın kullanımı, kısa iletişim cümleleri, daha çok görsel anlatımın öne geçmesi, okul çağında okuma alışkanlığının edinilmesinde ya da zaman içinde yok olmasında en önemli sebeplerdendir. Bu nedenle aileler, bu araçların kullanımına dikkat etmeli, hatta aileler- okul hep birlikte işbirliği içinde olmalıdır.
Çocuğu tek başına, arkadaşlarından ve onlarla ilişkilerden soyutlamak mümkün değildir. Çağımız iletişim çağı olması nedeniyle kitap okumak zorlayıcı bir çaba gerektirmektedir. Sosyal medya kullanımı sınırlı olmalıdır, yaş ve sınıf özelliğine göre düzenleme yapılmalıdır. Bu nedenle aileler, çocuklarının alışkanlıklarını yeterince takip etmelidir ki kitap okuma da önemli bir alışkanlıktır.
Paylaş