Paylaş
İlköğretime başlamak çocuk için büyük önem taşır. Daha önce anaokulu, kreş, okul öncesi kurum gibi okullara gitmiş olsa da eğitim- öğretimin fazla olduğu, disipline edilmiş bir gündelik programın olduğu, devam durumunun daha fazla önem taşıdığı, ebeveyn etkisinin ve desteğinin biraz daha az hissedildiği bir okul yaşantısına başlamak pek te kolay değildir.
5-6-7 yaşlar, ebeveynlerin çocuklarının okul kararında zorlandığı, ebeveyni en çok düşündüren bir süreçtir. Başlandığı zaman yarım bırakılması ya da vaz geçilmesi çok zorunlu olmadıkça düşünülmeyen bir süreçtir. Bazen çocuk bedensel olarak gelişmiş olur ki, bir sene sonra göndersem sınıf içinde büyük görünecek ve sanki sınıfta kalmış gibi olacak. Arkadaşları alay ederse, sınıfın en arkasında oturursa diye düşünülür. Bazen de fizik yapı minyon olup, sınıfta kendisini koruyabilecek mi gibi endişeler duyulur. Hareketli çocuklar için, sınıfta eğitim süresince oturabilir mi? yardıma çok alışmış çocuklar, ya da kaygılı çocuklar için tuvalete yalnız gidebilir mi? çok sessiz, kendini ifade edebilir mi? bazı problemleri var, onları çözemedik, bu şekilde giderse daha artar mı? Çok kavgacı, çevresindeki çocuklara, hatta bize zarar veriyor, okuldan şikayet gelir mi? gibi sorular en çok ebeveynlerin zihinlerini meşgul eden sorulardır.
Çocuğun sosyalleşmesi, önce gittiği kurumlarda genellikle desteklenmiş oluyor. Anne-babadan ayrılma ve okula gitme konusunun çözülmüş olduğunu bekleriz. Çocuk, akşama kadar ev dışında, güvenli bir ortamda bazı ihtiyaçları karşılandığı sürece kalabilmelidir. Beslenme, temizlik, dinlenme gibi ihtiyaçlar bir yetişkine gerek duyulduğu kadarıyla karşılanırsa sorun yaşanmamalıdır.
El kaslarının yaşına ve gelişim seviyesine uygun gelişmesi önemlidir, kalem tutma ve yazabilmeyi başarma, belli bir programa yönelik, bir ölçüde zamana karşı yarış vardır. algılama, yönergelere uyma, kendini ifade etme, iletişim becerisi, arkadaşlar ile ilişkiler çok önemlidir.
En önemli husus ise öz güven gelişimidir. Öz güveni yeterli olmayan çocuklar, arkadaş ilişkilerinde, eğitim- öğretime merak ve istek duymada sorun yaşayabilirler. Kendisine güven duymayan çocuk, başaramama korkusu yaşar ve kendisini derslerden uzak tutmaya çalışır. ‘’Nasıl olsa ben yapamam’’ diyerek, kendisine inanmamaktadır ve kopmalar başlamakta ve ara açıldıkça açılmakta ve okula karşı soğukluk ve isteksizlik yaşamaktadır.
Öz güven gelişiminde eksikleri olan çocuklar, arkadaş edinmekte, guruba uymakta, arkadaş ilişkilerinde geri planda kalmaları ile oyuna istenmemekte ve varlığı kabul edilmemektedir. Durum böyle olunca tüm gününü ya da günün büyük kısmını okulda geçirecek olan çocuk, arkadaşları tarafından kabul görülmedikçe okula karşı ilgisiz, isteksiz olacaktır. Arkadaş ilişkisi ve teneffüste oynanan oyunlar, çocuğu okula bağlayan en önemli faktörlerdendir. Öz güvenli çocuklar, biraz zorlansalar da, içten gelen motivasyonlarıyla, çaba gösterecekler ve sonunda başarabileceklerdir. Teneffüslerde bir kenarda sadece arkadaşlarını seyreden, oyuna alınmayan çocuklar, duygusal anlamda çöküntü yaşayarak, neden diğer arkadaşları gibi olamadıklarını düşünerek, derslerde dalgın, moralsiz, dikkatini veremeyen şekilde evlerine gitmiş olacaklardır.
İlkokula başlayan çocukların sınıfları yaş ve gelişim düzeyi olarak homojen olmayacaktır. Ancak, çocuğun, sınıfta kendine bir yer bulabilmesi ve birey olarak kabul edilmesi çok önemlidir. Aktif, sesi çok çıkan, liderlik özelliği olan çocuklar, diğer çocukların biraz daha içlerine kapanmalarına ve çekingen olmalarına sebebiyet verebilirler. Kendini rahat ifade edebilen, öz güveni yüksek çocuklar, fazla zaman harcamadan kendilerine bir yer bulabilirler. Kendilerini sınıfa rahatlıkla konumlandırabilirler ve okul görevlerini yapmaya bir hazır bulunuşluk sergilerler.
Öz güven konusunda biraz geriden takip eden çocuklara destek verilmesi önemlidir ve uzmanlardan destek alınmalıdır. öz güven yönetimi de önem taşımaktadır. Öz güveni iyi olan bir çocukta, sınıftaki tutumlardan, öğretmen yaklaşımlarından olumsuz etkilenmemelidir. Veliler, her konuda öğretmeni rahatsız etmemeli, öğretmen de sınıf yönetimi konusunda yeterli olmalıdır.
Her şeyin en güzel olduğu, bir eğitim- öğretim yılı diliyorum.
Paylaş