Paylaş
Aile hep durağan yaşayan bir kurum değildir. Aileyi oluşturan bireylerin yaşantılarında inişler, çıkışlar olabilir. Bu da etkileşim içinde olan bireyleri dolaylı ya da doğrudan etkiler. Yaşanması muhtemel krizlere gelince…
• Ailede güç bir hastalık başlamış olabilir. Ailedeki bireylerin hastalık karşısındaki yaklaşımları, kendilerini güçlü tutabilmeleri, hasta birey için yapılacaklar, doktor vs. gibi durumların düşünülmesi, hastaya psikolojik destek verebilme başarısı, bakımla ilgili yaşanacaklar konuları üzerinde hassasiyetle durulması gereken hususlardır.
• Ailede kayıplar olabilir, bunların telafisi mümkün değildir. Ancak yeni duruma uyum sağlamak zaman alacaktır.
• İş sorunu yaşanabilir, ekonomik sorunlar aileyi zorlayabilir. Bireyler belli bir ortalamaya alıştıkları için standardı düşürmek istemeyebilir ve bu durumdan rahatsızlık duyabilirler.
• Eşler ayrılabilirler, çocuklar ne olacak meselesi vardır. Çocukların etkileniş biçimi vardır. Eşlerin boşanma nedenleri aileyi etkiler ve durumu hazırlayıcı nedenler önemlidir. Şiddet, aldatma, şiddetli geçimsizlik nedenlerden ilk akla gelenler arasındadır.
Tüm bu zorlayıcı durumlarda görev en çok kadına düşmektedir. Evde anne, eş, psikolojik danışman, aşçı, hijyen görevlisi, öğretmen, organizatör, ekonomist, hemşire, hastabakıcı, kuaför, terzi... Bu daha çok uzayıp, gidebilir. Bir de belli bir mesleği varsa, onun sorumlulukları da eklenir bunlara.
Aile ile ilgili olarak, olası ya da istem dışı oluşmuş durumlarda sorumluluğun daha çok kadına yüklenmesi, işi daha da zorlaştırmaktadır. Eş başta olmak üzere aile bireylerinin elini taşın altına sokması ve çözüm odaklı hareket etmesi oldukça kritiktir. Keza sorumluluğun sadece erkeğe yüklenmesi de yanlıştır. Sorumlulukların eşit oranda paylaştırılması gerekir. Aileyi ayakta tutan kadına, kriz yönetiminde tüm aile bireylerinin destek olması dileğiyle...
İletişim ve Aile Danışmanı
Öznur Simav
Paylaş