Paylaş
Minicikken anlatılır ya hep, "Ay büyüyecek, kendi yemek yiyecek, top oynayacak, giyinecek ve..."
O kadar uzak gelir ki o günler o an kulağa.
Çocuk dediğin okullu olmaya başlayınca,herkesin hayatı değişiyor, asıl o zaman bir birey oluyormuş aslında.
Öyle hızlı geçiyor ki zaman, ilk yuva heyecanı, ilk okul heyecanı, birinci sınıf derken, üçüncü sınıf zili çaldı bu hafta kızımın.
Üçüncü sınıf olacak kadar büyümüş olmasına kendi bile inanamazken, benim inanmam bir hayli zor oluyor tabii ki.
Hayat olanca hızıyla akıp giderken, bir diğer yandan bir sürü şey yerine oturdu derken, bir yandan da başka başka bir sürü yeni başlangıçların arifesinde olmak, ebruli yaptı içimi ve her halimi.
Çocuklar büyürken, insan da çok değişiveriyor aslında.
Mesela her şeyin bir zamanı olduğuna olan inancım hiç olmadığı kadar hızlı büyüdü, her şeye "Olur olur, o da olur" gözüyle bakan halimi ben bile tanıyamıyorum artık.
Mesela kendime karşı hiç ısrarcı olmamayı öğrendim, ya da artık kendime hiç ısrar etmemeyi seçtim diyelim.
Ohhh ne rahatmış meğer...
Bazı şeyler var ki bütün enerjisi ile gelip, bütün enerjisiyle gidiveriyor,eskiden istediğim gibi olmayan şeyler ardında burukluk ve üzüntü bırakırken şimdi "Hayırlısı gerçekten buymuş demek ki" demeyi usulen değil yürekten soylemeyi öğrendim.
Aslında bu düşünceye bayağı bir yaklaştım ve sevdim ben, nerdeyse dokundum dokunacağım, ama o kadar kolay değil ben uzandıkça o geri kaçıveriyor, muhtemelen de hayat böyle geçip gidiyor...
Ama sevdim ben bu kovalamacayı.
Tüm nezaketimi bir kenara bırakıp,her şeyi usulen değil, içten yapmayı.
Biliyor musunuz, inandığın her neyse hayal değilmiş,masal da değilmiş...
Gerçekten dönüyor...
Bir bir... Hiç ummadığın anlarda kendi kendine geliyor.
Mucize dedikleri eğer buysa, mucize ben geliyorum demiyor, zaten geliveriyor.
Şimdi bana kalan sadece o taze duyguyu içimde tutabilmek, yaşam boyu tutabilmek... Hatta en çokta yaşlandığımda lazım bence o duygu...
Eylül ayım geliyor işte yine, benim için yeni yılın arifesi Eylül’dür hep.
Sadece kızım için çalan okul zili ile değil,içimde duyduğum ayak sesleri ile geliyor...
Özlen ben, Ebruli...
Paylaş