Paylaş
Tam 2 yıl önce ektim ben ağacımı, minnacıktı boyu 50 cm. bile değil... Doğan büyüyor derler ya o misal, insanız işte, çocukların büyümesine bile insanın gözü alışıyor da, şu narımın ağaç olup meyve vermesine şaşkınlığım ve bana verdiği haz bambaşka...
Dönem diyelim...
Dualarım var içinde, sonsuz bakışlarım var, dalıp gitmelerim var onda, dakikalarca gözümü kırpmadan onu izleyişim var gece gündüz... İçinde taneleri de yoktu o zaman kuraktı, kışın çirkince bile sayılır öylece bir sap... Ne yeşilliği, ne dalı, ne meyvesi, çoğu kez yaşamaz bu, bir karış toprakta ölür gider ,yaşamaz sanmalarım olmuştur da çok kez
Vardır elbet hatıralarımın gerisinde kaldığı, zorlamaya mecalim olmadığı, mecbur da hissetmediğim. Malum o gün için önemli gelen şeyler, gün geliyor damla önemli olmuyor dünyada, damlacık zerre olmuyor, yaradan hayatınızdaki negatif olan her şeyi zamanında ve dengesinde dışkı, safra misali vücuttan atıveriyor.
Şimdi bahçede ellerimizle diktiğimiz nar ağacımıza bakıyorum, o cılız ölür, yaşamaz dediğim ağacımın üstünde 14 kocaman nar var, Aralık ayında afiyetle çatır çatır patlatacağım günü bekliyorlar.
Yüzleri kızaran günahkarlara benzetiyorum o narları ben, ellerime aldıkça bakıyorum sonra haksızlık ediyorum diyorum nara... Seni yaradan öyle güzel yaratmış ki, nerede onlarda o gurur, o asalet, o bereket... Seni yaradan öyle yaratmış ki çoğaldıkça çoğalıp dünyaya yetiyorsun, kötüler çoğalmasın nar...
Kötülerin yüzü kızarmaz, boyalı onların yüzü, hep filtreli, hep karanlık, hep dumanlı...
Nar... Gitme bahçemden, evimden, kimselerin evinden, sofralarından, çocukların küçük parmaklarının arasından... Hep tutabilsinler seni tek tek....
Hep çoğalsınlar, hep çoğalalım, hep çok olalım.
Ol der ve olursun , bin şükür SANA...
İki çizgi var hayatta dedi Konya’da bir büyüğüm, bir doğru birde eğri...
Kısa kesmek lazım vesselam,
Her şey aşktan...
Özlen ben,11 yaşında genç kız ve 2,5 yaşında bebe annesi, dediğim dedik (bir de büyükçe noktası var.) Nokta...
Paylaş