Paylaş
Yok yok bu mutfak işi kesinlikle bir tutku. Hem de çocukluktan itibaren insanın içine işleyen bir tutku...
Hani derler ya sanatçılar için sahne tozunu bir kez almaya gör diye. Mutfak aşkıda böyle birşey bence, çocuklukta bir kez temas edip keyif aldın mı, bir daha da kopamıyorsun.
Hayatın içinde ne mevki, ne konum, ne statü, ne de maddi olanaklar... Ne olursa olsun kendini en mutlu bulduğun yer bence mutfaktaki yaşam.
Kızıma, anneannesi küçücükken geçirdi bu tutkuyu bence. Günün yarısını mutfakta geçirdikleri zamanlarda, daha üç yaşındaydı kocaman örtü serip, eline kaşık verip, kabakların içine kıyma doldurtmaya başlatalı...
Sadece yemek yapmakta değil, sofra hazırlamayı, yemek bitince tabağını kaldırmayı ve elinize sağlığı, teşekkürü, afiyet olsunu, tabağını temizlemeyi biraz daha zaman geçince çalkalatıp makineye koydurmayı, sofra önce ve sonrası ellerin ağzını yıkamasını...
Aslında hepsi bir bütün olarak kültür...
Bir sömestrın sonuna daha geldiğimiz şu sıralar ilk haftayı kayakla ikinci haftayı mutfakla tamamladık. Çok şükür hiç sıkılmasına fırsat kalmadan tek bir alışveriş merkezi bile ziyaret etmeye gerek kalmadan... Evde kalınan vakitlerde de kitapla hayal dünyasına daldı. Ayrıca küçücük elleri ile anneannesinin ona aldığı tahta şişleri ile kardeşine atkı ören bir kızım var benim...
Ne konuşursak konuşalım herşey günün sonunda ağaç yaşken eğilire geliyor işte yine. Yemek kitabım ‘Ev Kokusu’nu yazarken içimden gelen başlığı yazdığımda ‘Anne bak kızıma ne yazdım’ diye...
Şimdilerde sesli söylüyorum ‘Anne bak görüyor musun, torunun nasılda öğrettiklerini unutmadı ama bende unutturmadım’ diye seviniyorum.
Bak diyorum ‘o da bizden’. Aileye, sofraya, dostluğa, paylaşıma büyük kıymet veriyor diye...
Ah annem olsaydın şimdi, yine kim bilir neler neler katardın bize. Yetmiyor işte insana hiçbirşey, hep istiyor yanında annesini insan.
Yaşın kaç olursa olsun, annesizlik annesizliktir malesef.
Benim için her gün anneler günü. Yanınızda olan annelerinize, arada çatışmalar, çekişmeler zaman zaman belkide uçurumlar olsa da sarılın kızlar şöyle doya doya.
Aklınıza düşeyim o sırada...
O hasreti çekmeden koklayın doya doya...
Ana kuzuları olduğunuzu unutmayın, yaşınız kaç olursa olsun tadını çıkartın hayata inat anne kız olmanın tüm keyfini...
Özlen ben, dalgalı, birazda alacalı bulacalı. Sertab’ın da söylediği gibi ‘Bir çaresi bulunur elbet çıkmazların, bir uyuyup uyanalım...’
Paylaş