Paylaş
Sevgililer Günü ile falan artık işim olmaz benim.
Reklamcı olarak, tüketim tarafına yönelik markalar için stratejiler üreten ekipteyim. İşimiz bu, her ticari gün gibi bugüne de hazırlıklar yapılır, bütün markalar gibi. Aşkla ilgisi olmayan markalar bile kalp kullanıyor, tüketimi siz hayal edin artık.
Konu mutfaksa, ev kokusu ise kendimce en güzel kalpli tarifleri vermek isterim gönlümce. E o da normal, o da olağan bir dürtü, işin keyfi bu…
Ama konu Özlen’se, “herşeyaşktan” dediğim bir virajı döndükten sonra emin olun değil Sevgililer Günü, hiçbir günün önemi kalmıyor.
Yaş günlerimiz bile 40’lar, 50’ler, 60’lar diye anlamlı artık benim için. Onun dışında olan her güne zaten bin şükür.
Geriye kalan her şey, çocuklarımızın günü. Bir film var ki başa sarıyor, bir yol var ki herkes o heyecanlı yoldan illa geçiveriyor. Her şey galiba olması gerektiği gibi, olması gerektiği zamanda oldu mu güzel oluyor; ne eksiği, ne fazlası.
Çok Sevgililer Günü kutladım eşimle. 30’larımın son demindeyim, belki bundandır anlam değiştirmesi ya da kat ettiğim yoldandır.
Hayallerim yer değiştiriyor, günlere saplanıp kalmıyorsun, başka hayaller peşindeyim. 14 Şubat’ın çok dışında, daha çok ömre yayılan, son nefese dair başka şeyler... Son nefesin huzurla verilmesi diye bir şeyin hayalini kuran 39 yaşında 2 çocuk annesi bir kadınım ben.
Kadınlar erkeklerin, erkekler kadınların ne kadar para harcadığı ile ilgili saptamalar yapıp, üstüne evlilikler inşa edilen ya da sırf bu yüzden menfaat evliliklerini bitirmeyen bir toplumda yaşıyorken hayallerini küçültmekten mutlu oluyor insan. Basit ve sade düzen.
Aslında bütün özlediğimiz bu değil mi? İnsanlar birbirini tanımak için sohbet ederlerdi, bir şeyler paylaşırlardı. Şimdi ise ne giyip, nerde yiyip, ne kadar para harcadıklarına bakıp, ne olduklarına karar veriyorlar. Esas çukura orada düşüyorlar zaten. Her şey sanal. Hızla açılan kapılar hızla kapatılıyor, hızla yapılan showlar hızla bitiyor. Boşanmalara artık hangimiz şaşıyoruz? Hiçbirimiz...
“Olduğun gibi sevdim seni” diyen ya da olduğumuz gibi sevilen kaç kişi kaldık?
Bırakın yıl dönümünü, ay dönümünü kutlayan çiftler tanıdım ben. “Ay dönümü ne yahu” dediğim, hepsinin bir bir ayrılıp başka ilişkilere yelken açtığı zamanlara tanık oldum.
“Aşk böyle bir tüketim olamaz” diyorum, imkanı yok, hepsi AŞK olamaz.
O yüzden en iyisi mi tüketim endüstrisi ticari faaliyetlerini sürdüre dursun, biz bence her gün mutfağımızda tıkırdayan tencerelere sohbet tadında aşktan birkaç şey katalım. En kötü salatalıkları, kurabiye kalıbıyla kalpli doğrarsınız, herşeyaşktan madem, alın size yol yordam. Evde çocuklarımıza biraz daha aşk aşılamak ve günün makarasını yapmak için alın size vesile.
Onun dışında size 14 Şubat’ta hediye gelmedi diye sakın ha gaza gelip vır vır etmeyin, gülün geçin. Yahu çok gördük biz kanıma karıştın, şah damarım oldun, nefesimsin diyenleri... Hepsi kaçıncı tur dönüyorlar bilseniz, kaç tanesi sizin kadar gerçek? Düşünün! Hadi tamam salatalığı sıradan buldunuz, mor günün rengine gider :) Pancarlar bugün kalp olsun o zaman, illa İtalyan lokantasına gitmeye lüzum yok, bildiğiniz lavaşla alın size nefis bir İtalyan yemeği. Amannnn şekil, şemal, her şey geliyor geçiyor… İçine çektiniz mi gerçekten evin kokusunu, hissediyor musunuz onu deyin bana?
Varsa var, yoksa yok.
Sizden başka kimse bilemez bunu, birde Allah’tan.
Anlatamadıklarım var, bir gün anlatabileceğimi sandıklarım.
Ama tek bildiğim çok kıymetlisiniz hanımlar ve çok gerçek.
Ben duyuyorum kokunuzu.
Öperim kokulu ellerinizden, kim ne derse desin bence aşk en çok kadınlara yakışıyor; en çok da annelere, sevgililer günü kutlamayan annelere :)
Sevgili olup, bekar olup içinde kelebek uçuşan kızlar, size zaten her şey mubah. E, bir çiçeği hak ediyorsunuz, sizden güzel çiçek olmasa da…
Özlen ben... Çok minik ama aslında büyük bir hayali olan.
#herşeyaşktan
Ali ve Lara’nın annesi, Ertuğ’un en eski sevgilisi ve tek eşi :)
Paylaş