Paylaş
Hangimiz için denge, mutluluğun temel sebeplerinden biri değil.
Eski bir tartıyı düşünün, terazileri dengelemek için her iki tarafa hayatınızdan eşit parçalar koymanız gerekir. Ne az ne de biraz daha fazla, hep kararında.
Bir tarafta ağırlığın fazla olması tartıyı devirecektir oysa her iki tarafa da hayatınızdan eşit parçalar koyup, doğru miktarları yerleştirirseniz dengeli ve etkili bir güç hissedersiniz.
Bazen dengeden isteyerek ya da istemeyerek uzaklaşırız. Herkesin farklı sebepleri vardır. Benim için genelde en belirleyici sebep, bazı insanların bulunduğu ortamı beslememesidir. Bu bana en rahatsızlık veren şeydir ve orda bulunmama hissi verir. Hayatta herkes ruhunu beslemeye, kendisi ile ya da istediği şeylerle bağlantı kurmaya ihtiyaç duyar. Bazen günlük işleriniz, koşturmalarınız veya zorunlu meşguliyetleriniz gitmek istediğiniz yeri rotanızdan çıkarır.
Kendimi böyle zamanlarda bulduğumda, yapmak istediğim şeyleri yapmaya zaman ayırmak için düzenli çaba göstermeye çalışırım.
Ne olursa olsun, gevşemeye, kendinize değer vermeye ve yansıtmaya zaman ayırın.
Hayatımızda nelerin başımıza geleceğini bilemeyiz ama hayat ne verirse versin nasıl olacağınızı, ne yapacağınızı seçebilirsiniz.
Gevşemeye ihtiyaç duyduğumuzda hepimizin farklı çabaları olur o ruh halinden çıkmak için.
Yemek, resim, müzik, spor yeteneklerimiz varsa ya onlara sığınır ve odaklayarak enerjimizi değiştirmeye çalışırız, ya da kitap okumak ordaki konu ve karakterlere gömülmek, müzik dinlemek, kendinizi o şarkının içinde kaybedip, başka bir şey düşünmeme fırsatı veririz.
Beni rahatlatan şeyler okumak, dinlemek ve yazmak ama mutlaka susmak.
Çok zevk aldığım bir şey var ki o da doğada olmak… İmkanım oldukça çayır çimen gördüğüm yerde şehrin ortasında bir park yeşillik görsem çıplak ayakla, gördüğüm o koca gövdeli kuvvetli ağaca sırtımı dayamak ve dinlenmek isterim. Emin olun bu kısacık anlar dengelenmenize o büyük gördüğünüz tatsız meselelerle uğraşmak yerine doğadaki daha kuvvetli enerjilerle yeniden bağlantı kurmanıza bütün gücüyle yardım eder ve size dünyadaki yeriniz ve kapladığınız yerle ilgili hatırlatma yapar.
Hepimizin alışık olmadığı günler yaşarız bazen. Hiç beklenmedik ve aniden.
Belki çok klasik ama hayatınızda rotanızdan çıktığınızı hissettiğiniz an yapacaklarınız bellidir.
Yürü ve derin nefes al. Doğada vakit geçir, parklarda, bahçelerde, sahillerde sadece dur ve dinle. Ayakkabılarınızı çıkarıp tabiat anayla bağlantı kurarsanız ne ala. Yeterince uyuduğunuzdan emin olmak eğer uyuyamadıysanız ertesi gün çok kısacık da olsa şekerleme yapmak size kuvvet verir. Herkesin meditasyon şekli farklı olabilir ama ne yaparsanız yapın gün içinde 10 dakikacık sessizce oturmak, sizi kendinize yaklaştırır. Anda yaşamak denilen ve herkesin farklı anladığı ve yaşadığı bu anları ben hep boş tuvale, resim kağıdına benzetirim. Gördüğün ve görmek istediğin hayal ettiğin şeylerle renklendiren, kokulandıran bizim duygu ve düşüncelerimizdir. Emin olun içinde bulunduğunuz durumun gerçekliğini kabul edip sağlıklı kararlar alamanız için çok etkili bir moladır hayal gücünüz.
Olayların gerçekliğini kabul ettiğiniz zaman, değişim sürecini başlatır ve yeni her şeyin açığa çıkmasına izin verirsiniz. Çok bunaldığınızda bırakın olan mesele ve insanları.
Kendinize şu soruyu sormak istermisiniz?
"Daha dengeli olmak için neyi bırakmaya ya da uzaklaştırmaya ihtiyacınız var?"
Lütfen bu soruyu sorun çünkü sizi memnun edecek ve kendinize getirecek tek yanıt sizde, başka yerlerde cevabını aramayın.
Boş resim kağıdınızı hayal edin ve sevdiğiniz renklerle yeniden başlayın, içinizden geldiği ve bildiğiniz gibi.
Özlen ben Lara ve Ali’nin annesi.
Paylaş