Paylaş
Hayatta bazen çok cesur olmak ve büyük kararlar almak gereken anlar vardır.
Bazen çok kolay dönemler, bazen çok zor dönemlerdir. Ruh hali zaman zaman değişkendir. Ama en kötü hal, umutsuzluğa alışma halidir ki, yok edin gitsin.
Baktınız ki sizi ışıldatan ampulünüzün feri sönüyor, sakın ha izin vermeyin. Hemen bir yenisi ile değiştirin. Ama sakın ve sakın o kolunuzu kıpırdatmak bile istemediğiniz, ne renk giysi giydiğinizin önemi olmayan halinize alışmayın. Beklenmeyen bir sabahta ansızın bir şeyin sizi harekete geçirmesine izin verin. Ufacık, minicik bir şeyin...
Bu sabah mis kokulu çim ve yasemin kokusunu içime çektiğimde içimi dolduran o koku harekete geçirdi beni. Yaşım ya 8, ya 9, yazlıkta uyandığım sabahlardan biri daha.
Canım arkadaşım Alev’le deniz öncesi yaptığımız en büyük keyif, kuyunun başında çamurdan pastalar, köfteler yapıp sonra onları çiçek ve yapraklarla süslemek ve annelerimize göstermekti. Tam o sıralarda annelerimiz mutfakta yemekleri pişirirken bizde tüm kadınlık içgüdümüzle onları örnek alırmışız demek.
Bu sabah evimizin yakınında oyun oynayan kızıma bakmaya giderken, ağaçların yanından geçtiğim yolda işte duyduğum koku tamda bu "an"a götürdü beni. Şimdi ikimizin de anneleri hayatta değil, ne hızla dönmüş ki zaman bizler anne, çocuklarımızda tam o yaşlarda... Bu sabah duyduğum koku, çocukluğumun kokusuydu, dün akşam gözlerimin ıslanması özlediğim anne sevgisiydi.
Hah, dalıp dalıp gitmelerimin nedeni anlaşıldı işte.
Bir şey gelip düğümlendi boğazımda, tek tedavisi ise sabah uyandığımda burnuma gelen çocukluğumun kokusuydu, yeniden doğmak gibi birşey oluyor benim için, bu duyguyu her yakalamayı başardığımda içimdeki boşluklarım sevgiyle dolup taşıyor.
Biliyordum ama artık çok daha eminim, beni bu hayatta üretmeye, sevmeye, paylaşmaya, hoşgörüye iten bir tek şey var... O da gerçek kokular.
Kelimelerle bile ifade edemeyeceğim kadar bağlıyım kokulara. Kimi bir şarkıya, kimi bir dostuna, kimi bir kitaba, ya da bir film karesine sığınır ya bazen, bende sığınırım hayatımdaki kokulara...
Geçmişle, gelecek arasındaki tek köprüm olduğuna inanırım kokuların. Sevginin, aşkın, dostluğun, bağlılığın, çocukların, herşeyin kokusu bana yaşam kaynağı oluyor, besliyor.
Eğer benim gibi özlemleri olan, boşlukları olanlar varsa aranızda, ne olur silkelenin ve inanın duygularınıza, duyularınıza.
Bugün anladım ki, inandığım ev kokusu, gittikçe kökleniyor, çoğalıyor bir çınar ağacı gibi büyüyor.
Biliyorum ve inanıyorum zamanı gelipte kabuğuna sığmadığında, beni ve burnumda tüten kokuları, sıkı sıkı tutunduğum dallarıyla sarmalayıp ulaşamadığım diyarlara uzanmamı sağlayacak.
Özlen ben, değişen ve değişen...
Paylaş