Paylaş
Sabah Serficiğim aklıma düşürdü, "1 günlüğüne çocuk olsaydın ne yapmak isterdin?" diye.
Cevabımı hemen verdim ona ama bütün gün aklımdan çıkmadı çocukluk hayallerim.
"Bütün gün resim yapıp, hayal kurardım" dedim.
Kızım gözümün önüne geldi; simli boyalar, onlarca resim kağıdı içinde kendini saatlerce mutlu mutlu kaybedişi...
Her hafta resim sergisi için tüm dolap yüzeylerimizin kaplandığı, her hafta sonuna doğru bizim evde gerçekleşen aile yemeğine yetiştirmek için hazırladığı ‘adımıza davetiyeler’, hem de zarflı. Her biri el yapımı...
Her seferinde içimden geçiririm ‘hayat çocuklara güzel’ diye.
Bizi çocukluktan ayıran en önemli özelliğimiz bu galiba, "Hayallerimize sınırlar koymamamız".
Mantığın devreye girip, kırmızı ışığın sürekli alarm verip, yanıp sönmesi.
İç sesimiz ‘yapabilirsin’ derken, beynimizin, elleri belinde ‘mantıklı olsana Allah aşkına’ diyen, içsesimizi umursamaz halleri...
Hani demiştim ya, hiçbir şeye sahip olmak istemedim, ama dokunabildim diye.
Hayat gerçekten, hayallerinde neyi, ne kadar istediğinle ilintili bence.
Şimdi düşünüyorum da, ben çocukken de böyleydim. Hayal eder, düşünür, keyif alırdım ama sahip olmayı dilemek aklıma gelmezdi.
Öyle bir dürtüm, duygum yoktu içimde.
Aslında fark ettim de, çocuk bile olsam sınırlamışım belki de hayallerimi. Dokunmak, temasta olmak ama sahip olmamak.
7’sinde neysen 35’inde de o oluyorsun işte.
35’ten sonra hayallerimi şekillendirebilir miyim bilmiyorum ama biraz daha sınırsızlığı seçip, ‘sahip de olsam fena olmaz hani’ moduna geçeceğim kesin.
Bilmem ki becerebilir miyim? Kendi halinde olmaktan çıkmak korkutur beni bazı zamanlar.
İstisna da olsa bazı insanların o hallerini ve geçirdikleri değişimi görünce, ürkerim hep. İşte o, hep bana diyen, sürekli kendiyle kavga ve yarış halinde olan sınırsızlığı sevmem...
Kullandıkları kelimeler, hal, hareketler değil sadece, yüzlerinin rengi bile değişiyor aslında ama farkında bile olmuyorlar.
Hemen ilk sınırımı koydum bile. Memnunum ben kendimden, böyle kalsam da değişsem olur mu diye.
Hayalden de öte şeyler istiyorum bu sıralar. Listemi başlıklandırdım bile. Aslında listem yine çok uzun değil, bir de genel bir başlığı var ki her şeyi kapsıyor: "Sonsuz huzur"...
Özlen ben, içindeki kıpırtılı halin, hayallerinin ne olduğunu çok merak eden...
Paylaş