Paylaş
Dünyanın neresinde olursan ol, aşk da, dostluk da anlatılmaz yaşanır.
Ama bazı duygular vardır ki değişkendir, hele de günümüzde o kadar çok örneğini gözlemlerken, katıksız duygular öyle nadidedir ki...
Ne mekana, ne gruba, ne şekle, şemale, ne de menfaatelere bağlıdır.
Öylece akıp gider...
Bir bakmışsın ilk buluşma noktasından bu yana çok ötelere gidip çok yol katetmişsin. “An”dan başlayan buluşma noktasından seneleri bir bir devirmişsin.
Aynı dönem tanışıklıklar bir bir elenirken hayatında, sen o özel anları büyütürsün taa içinde, bakmışsın eşin olmuş, bakmışsın dostun olmuş, bakmışsın kardeşin olmuş... Bir elin parmağını geçer mi? Kendi adıma geçmez, hatta yeter de artar bile.
Zaman her şeyin ilacı derler ya, zaman dostlukları tanımak içinde çok büyük ayna aslında. 30‘lardan sonra dost edinmek zordur ya hani, seçiciyizdir çünkü eğilip bükülmek zor, anlamak anlatmak zor, içindekini ifade etmekse bazen en zorudur.
Bir kahveden, yolda kolkola yürürken anlık bir hatırlamadan, uyku öncesi bir gülümsemeden dönersin taaa geçmişe...
O yaraların tek tek pamuklarla silinir, bandajlanır, kanayan yerlerin tuz basmadan yavaşça ilaçlanır, bir bakarsın pamuklara sarılıp sarmalanırsın, bir bakarsın arkanda sırtını sıvazlayan, eli omuzunda dostların vardır.
Gece herkes uyur, iki damla yaş akar güzünden...
Şükredersin, tam içindeki boşluklar yeni yılın o sıcacık kokusu ve hayalleriyle, dilekleriyle bir bir açılıp derinden sızlarken, bir anda ne olduğunu anlamazsın. Usulca, çaktırmadan, bütün duygu durumunu değiştiren, içinde çiçekler açtıran dostların vardır. Çok acayiptir bu duygu, anlatılmaz yaşanır...
Tek bildiğim aynı evinin kokusu gibidir. Dünyanın neresinde olursan ol evinin kokusu başkadır ya hani, gerçek dostluğun da öyledir... Burada yanı başında da, Paris’te de, Newyork’ta da hep aynıdır.
Yanında olmasa bile yetişir sana taa nerelerden, her şey güzel olacak öğütleri verir, sana o içsel yolculuğunda nerden gelip, nereye gittiğini hatırlatır, yeşil ışığı hep yanar söner buradayım hep der gibi!
Kısacık vedalar yaşasan da ara ara ama sıklıkla vedalaşıp iyi yıllar dilerken sıkı sıkı dolanırsın boynuna. Derki kulağına: “Hep seninleyim, hep yanındayım, hep buradayım.”
Yeni yıl umutlarımı öyle bir kabartır, köpürtür ki, ne tarifi vardır, ne izahı...
Eşine, aşkına, çocuğuna, işine, evine, arkadaşlıklarına, dostluklarına başka başka dönersin, bambaşka...
Gökyüzüne bakışında başkadır, kendinle aynada karşılaşmanda.
Bazı dostluklar özeldir, nadidedir, üstelik korumanın tek bir yolu vardır, koşulsuz şartsız samimiyet ve öylece kendin olmak.
Şükrederek giriyorum ben yine bu yıla. Ailem ve dostlarımın varlığına, anlamlarına, ruhuma kattıklarına, her şeye şükrederek...
Hepimize lazım dostlarımız. Ailemizden farksız, hatta bazen çok daha yakın anlar vardır ifade ettiğinde dinleyen, anlayan, seni yeşillendiren.
Maneviyatın en gerçek olduğu anlardır bence, en özelinden...
Hepinize, hepimize yeni yıla girerken hayatımızı gözden geçirirken en özellerimizi ihmal etmeden, korumayı, bakmayı, onarmayı bilerek ve kalplerimizde en güzel yerlere yerleştirerek, anılar biriktirmeyi diliyorum aileniz, dostlarınız ve tüm sevdiklerinizle beraber...
Özlen ben, yeni gelen miniğimin yolculuğunda tüm enerjisi ile beni yalnız bırakmayan, annemden kalan boşluğumu elinden geldiğince dolduran, elleri ile minicik giysilerini katlayıp, düzeltip, bir bir yerleştiren, sütümü ısıtan, anne çorbamı, omletimi yapan, can dostum ve hayatıma bütün samimiyeti ile giren, güldüğümüz, ağladığımız, coştuğumuz, neşesi ile hayatıma renk katan, çok anılar biriktireceğime inandığım yol arkadaşım, ’Hiçbir şey tesadüf değildir...’
Paylaş