Paylaş
Şimdi bu soruyu sorunca kendime, kesinlikle etmez diyeceğim ve diyorumda.
Annemin ölümünden tam 6 yıl geçti, her geçen yılda kafamda başka manaları anlamlandırıyor, başka başka düşünüyorum.
Son geldiğim nokta şuydu ’annem benim yaşımdayken’ benzer bir soruya ne cevap veriyordu acaba?
İşte bu hiç bilemeyeceğim bir cevap...
Ama annemi çok iyi tanımaktan yola çıkarak diyorum ki, dili olması gerekeni söylese bile, kalbi ve gözleri “affeder” diye bağırırdı.
Konu annem olunca çok uzun yıllar bunu sorgulamakla geçti aklım, kısa bir süre önce peşini bıraktım bu sorgulamaların. Ve bir sonuca vardım, "onun seçimiydi, yaşadı ve bitti".
Kız çocuğu olunca belki, anne modelini daha bir farklı yaşıyorsunuz bilinçaltında. Ben hep “Benim annem daha güçlü olmalıydı nasıl yenildi derdim?” Önce duygularına, sonra hayata yenildi diye üzüntü duydum yıllarca.
Şöyle bir geçmişi düşününce çok mutlu olduğumuzu gördüm. Çok güçlü bir annem olduğunu düşündüğüm yıllarımda, annemi ilk kez yanlız başına gizli gizli ağlarken gördüğümde yüzleşmiştim. Aslında bazen sandığım kadarda güçlü olmadığını anladığımda, belki on belki onbir yaşlarındaydım.
Seven, çok seven bir kadındı benim annem. Aşkına son nefesine kadar sahip çıkan ve bütün inadıma ve ona telkinlerime rağmen bir gün ona dönecek diye bekleyen bir kadın olmayı seçti.
Anneme kızgınlığım hiç geçmedi, adil bulmadığım bu finalden, onu kaybetmemden yine annemi sorumlu tuttum.
Üzüldüğü herşeyin onu benden aldığına yürekten inandım hep, hiçbirşeyin onun yanında değmediğini düşünerek.
Dün gece Selma Taran’ın hakkın rahmetine kavuştuğunu öğrendiğimde aynen bunu hissettim yine...
Neden yapıyorsunuz bunu kendinize, neden vazgeçmiyorsunuz sevmekten, neden kabuğunuza çekilip hastalığınızın seyrini bekliyoruz üstelik bu üzüntülerle hızlıca sizi alıp götürürken.
Duygularım dağ oldu, deniz oldu, dalga oldu yine, şahlandı, çağladı duruldu.
Unutmaya yüz tuttuğum o duygu patladı yine içimde “bommm” diye.
İki damla gözyaşı ile andım bende annemi.
Aşk her şeyi hakikaten affedermi diye?
Hastayken ve ömrü çok az kalmışken terk edilen kadınların ne hissettiğini annemde gördüm ben. Her gün gelir diye bekleyen, hep umutla bekleyen ve buna yürekten inanan kadınlar bunlar...
Bekledikleri hep son ana kadar bir özür, bir pişmanlık, bir tek kelime oluyor... Ama bir çoğunun onu söylemeye bile cesareti olmadığı için, bu diyalog hiç gerçekleşmiyor.
Aşkın yerini yıllar sonra en azından vefaya bıraktığı ilişkiler diliyorum ben, içinde merhameti olan, saygısı olan, sevgisi olan ve azıcıkta olsa kalbi olan...
Hastalıkla savaşan, bir yandan da ailesini birarada tutmaya tüm kadınlara güç, kuvvet diliyorum...
Ve ne olur düşünsünler “Aşk her şeyi affeder mi?” Diyelim affetti, peki gideni geri getirir mi?
Özlen ben, çok şükreden ve hayatta her şeyin insanlar için olduğuna inanan,sana, bana, ona.
Paylaş