Paylaş
Bazen yemek yedikten sonra kendinizi sinirli, gergin hissettiğiniz oluyor mu? Kimi günler öğün araları anlam veremediğiniz bir duygusal dalgalanma yaşıyor musunuz? Sofradan çok hafif ve enerjik kalktığınız zamanlar da dikkatinizi çekmiştir. Peki, bu değişken ruh hallerinin yediklerinizle ilgili olabileceğini düşündünüz mü?
Size uygun olmayan, bünyenize ağır gelen yemekler yediğinizde bedeniniz şişkinlik, gaz gibi fiziksel tepkilerin yanı sıra duygusal tepkiler de verir. Bir kaç bardak alkol duygu ve düşünce durumunuzu nasıl çabuk etkiliyebiliyorsa bir kase dolusu salata da duygu-düşünce durumunuzu etkileyebilir.
Bir fincan kahve içtiğinizde algınızın hemen açıldığını ya da bir parça çikolatanın sizi anında daha enerjik ve mutlu hissettirdiğini farketmişsinizdir. Bir tas sıcak çorbayla içiniz ısınır, rahatlarsınız. Çok yoğun çalıştığınız günler canınızın protein istediğine dikkat ettiniz mi? Aslında farkında olmadan beden-duygu durumumuzu dengeleyecek seçimler yaparız.
Mesela kendinizi kötü hissettikçe daha çok dondurma, tatlı, cips, fast food gibi yiyecekler tüketmeye eğimli olabilir, hücrelerinizi aç bıraktığınız gibi moralinizi de bilmeden daha çok bozabilirsiniz. Eğer beslenme düzeniniz genellikle işlenmiş yiyecekler, yapay tatlandırıcı ve katkı maddeleri içeren gıdalar, kötü kalitedeki hayvansal protein, yüksek karbonhidrat, az miktarda sebze ve meyve içeriyorsa kendinizi iyi hissetmeniz mümkün değildir.
Aslında işin bilimsel bir açıklaması var. En basit şekliyle gıdalar duygularımızı şu şekilde etkiliyor: Gıda-duygu bağlantısı nörotransmiterler aracılığı ile oluşuyor. Yediğimiz ve içtiğimiz gıdalar sindirim yoluyla küçük yapı taşlarına ayrışıyor. Daha sonra dolaşım sistemi ile beyne ulaşarak nörotransmiterlerin davranışlarını oluşturuyor.
Mesela karbonhidrat tüketimi ile serotonin salınımı artar ve kendimizi rahatlamış hissediriz. Aşırı karbonhidrat tüketirsek önce enerjimiz yükselir sonra aniden düşer. Protein tüketmek dopamin salgılatır ve uyarıcı bir etki oluşturur. Algımız ve dikkatimiz daha açılır. Ancak fazla protein tüketimi dopamin salgısını artırır. Ve bu durumda kendimizi daha gergin ve sinirli hissedebiliriz.
Aşırı yemek yeme de duygu durumumuzu etkiler. Çünkü sindirim işlemi bedenin çok enerji harcaması gerektiren bir işlemdir. Aşırı yemek yemenin ardından kendinizi yorgun ve bitkin hissetmenizin nedeni bedeninizin tüm enerjisini sindirime harcıyor olmasındandır. Beden sindirim sistemine yardımcı olmak için daha fazla kan pompalar. Beyne giden kan azalır. Sonuç uyuşukluk olarak karşımıza çıkar.
Aslında sistem basit ve mükemmel işler: Beslenme dengemiz bozulduğunda duygu durumumuz da bozulur. İyi ve dengeli beslendiğimizde bedenimiz dengesini bulduğundan kendimizi iyi hissediriz.
Makarna, pizza üstüne bir de profiterol yiyen ve gayet de sağlıklı görünen insanlara anlam veremeyebilirsiniz. “Onun yediğini ben yesem kılımı kıpırdatacak halim kalmaz” diye düşünebilirsiniz. Çünkü gıda-duygu ilişkisi kişiden kişiye değişir. Sizin için uygun olan yiyecekleri hiçbir besin piramidi, diyet kitabı yazamaz. Bunu ancak siz bilebilirsiniz. Ama gıda-duygu arasındaki bağlantıyı bir kere fark ettiğinizde beslenme konusundaki seçimleriniz de farklılaşmaya başlar.
Yediğiniz içtiğiniz gıdaları ve sonrasında nasıl hissettiğinizi not ederek farklı gıdaların sizi duygusal olarak nasıl etkilediğini keşfedebilirsiniz.
Bugün size yemekten pişmanlık duymayacağınız hafiflete bir yemek tarifi vermek istiyorum.
Malzemeler
1 su bardağı haşlanmış ya da filizlendirilmiş karabuğday
1 adet mango (dilimlenmiş)
1 adet chili biber (çekirdekleri çıkarılmış, doğranmış)
2 dal taze soğan
5 dal maydanoz (ince kıyılmış)
1 fincan ceviz
1 tatlı kaşığı köri
1 tatlı kaşığı kereviz tozu ( ya da kereviz sapı)
1 çay kaşığı toz zencefil
1 tatlı kaşığı nar ekşisi
1 limon suyu
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Himalaya tuzu
Karabiber
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri derin bir kasede karıştırın.
Afiyet olsun.
Paylaş