Paylaş
Bazen doğayı gözlemleyerek çok şey öğrenebileceğimizi düşünüyorum. Doğada her şey olması gerektiği gibidir. Yağmur yağması gerektiği zaman yağar. Rüzgar esmesi gerektiği zaman eser. Gece vakti gelince hava kararır. Güneş her sabah doğar. Bedenlerimizin de muhteşem bir düzeni vardır. Kalbimiz hiçbir atışı kaçırmaz. Ciğerlerimiz nefes almayı unutmaz. Doğada beslenme de her canlının doğasına göre gerçekleşir. Her hayvan ne yemesi gerektiğini bilir. Bakar, koklar, kendi doğasına uygun olmayan bir yiyecekse, tatmaya bile yeltenmez. Arkasına bakmadan uzaklaşır.
Doğada tatlıya aşeren bir kurbağa göremezsiniz. Çok yediği için hazımsızlık çeken bir fil de yoktur. Bir aslan bir otun tadına bakmaya teşebbüs etmez. Dolayısıyla doğadaki hayvanlar depresyona girmez, kronik hastalıklara yakalanmaz, insülin direnciyle mücadele etmez. Doğada kendine uygun olmayan yiyecekleri yiyen tek canlı insandır. Dünyanın en akıllı varlığı, söz konusu beslenme olunca kendini kaybeder, akıl tutulması yaşar. Yememesi ve içmemesi gereken her şeyi yiyip içer.
Hastalıkların çok büyük bir kısmı beslenme alışkanlıklarıyla bağlantılıdır ve dünyanın en akıllı varlığı, doğasına uygun hareket etmediği ve beslenmediği için sürekli hastadır. Yeme bozukluklarıyla, şeker ve karbonhidrat krizleriyle, depresyonla, kalp hastalıklarıyla, kanserle, diyabetle, kronik hastalıklarla aslında çok uzun ve sağlıklı olacak ömrünü yer bitiririr insanoğlu her şeyi yeme sevdasından. Dünyanın en akıllı varlığı hayret yani, nasıl böyle bir çıkmaza sokar kendini? Bunun zeka seviyesiyle, eğitim düzeyiyle hiçbir alakası yoktur. Bu bir bilinç meselesidir.
Beslenme konusunda insanoğlu bir an önce bilinçlenmeli ve farkına varmalıdır ki; tek çaresi doğal olmaktır. Kendimiz ve çocuklarımız için çok geç olmadan tabaklarımızı ve hayatımızı doğallaştırmalıyız. Neyin doğal olup olmadığını ayırt edebilecek zekadayız çok şükür. Genetiği değiştirilmiş besinler, besinlerdeki tarım ilaçları, hormonlar, katkı maddeleri, antibiyotikler doğal değildir. Hayatında güneş görmemiş, doğaya ayak basmamış, yapay yemle beslenmiş hayvanların eti doğal değildir. Dolapta aylarca beklediği halde ekşimeyen yoğurt doğal değildir.
Dünyamız doğası gereği yemyeşildir. Ama penceremizden bakınca ağaç görmemek doğal değildir.
Doğamız gereği bedenimiz hareket etmek ister. Bütün gün oturmak doğal değildir.
Bu kadar stres içinde yaşamak ise hiç mi hiç doğal değildir. Demek biraz çaba harcayacağız insanoğlu. Yediğimizin içtiğimizin kaynağını araştıracağız.
Doğada daha çok zaman geçireceğiz. Hareketi hayatımızdan eksik etmeyeceğiz. Stresimizi azaltmayı öğreneceğiz. Bilinçleneceğiz, doğal olanın peşine düşeceğiz. Aslolan doğamıza dönmek için çaba harcamak zorunda kalmamız konusu ise ne kadar acıdır değil mi? Bugün size ihtiyacınız olacak enerjiyi verecek doğal tatlardan oluşan, lezzetli ve harika bir kış salatası tarifi vermek istiyorum.
Malzemeler:
Hazırlanışı:
Paylaş