Paylaş
Telefondaki ses umutsuzca anlatıyordu. Konuşmanın başlarındaki çekingenliğini atmıştı. Konuya girmesi ve rahatlaması zaman almıştı. Şimdi sakince konuşuyordu, sadece birinin onu dinliyor olması ona iyi gelmiş gibiydi. 7 yıl önce evlenmişlerdi, birbirlerini çok seviyorlardı. Gözümün nuru o benim dedi adam ama artık yılmak üzereyim, kimselere anlatamadığımız bu dert ile yaşamak çok yorucu, kara bir bulut gibi üzerimizde... Hepsinden geçtim, çocuk sahibi olamamak bizi bitirmek üzere. Çok sevgili eşi vajinismus hastasıydı.
Vajinismus vakalarında en belirgin tavır, eşlerin birbirlerine hastalıklı bir şekilde bağlanmaları ve tüm dünyayı karşılarında görmeleri sanırım. Artık sakinleşmişti, sorularımı cevaplayabilir bir noktaya gelmişti. Bu konuda çalışan bir uzmana danışıp danışmadıklarını sordum, "evet" dedi bir kez gitmişlerdi ve vajinismus teşhisi konmuştu. Ancak tedavi olmaya ikna olmamışlardı. Neden sorusunun cevabı yoktu. Tabii vardı aslında ama söze döktükçe cevaplar anlamını yitiriyordu. En büyük sebep utanç ve yakın çevrelerinin konudan haberdar olmasıydı. Kim ne der düşüncesi tam 7 yıllarına mal olmuştu. Aslında böyle yaşamaya devam ederlerdi de, ahh o çocuk özlemi yüreklerine düşmeseydi.
***
Vajinismus, cinsel birleşmeyi olanaksız hale getiren istemsiz kasılmalar ve bu kasılmalara eşlik eden ağrı, acı ve kaygılar olarak tanımlanıyor. Geleneksel aile ve toplum yapımız sebebiyle diğer batılı ülkelere oranla ülkemizde 10 kadından biri vajinismus vakası olarak değerlendiriliyor. Tabi. bu oran doktora başvuranlar üzerinden verilebiliyor. Bir de derdini hiç açmayanlar var. Vajinismusun bilimsel olarak kanıtlanmış tedavisi; cinsel terapi. Cinsel terapi alan kişilerde %100''e yakın oranda iyileşme sağlanıyor. Vajinismusu olan kadınları, kentsel/kırsal, eğitimli/eğitimsiz ya da sosyo-kültürel farklılıklarına göre ayıramıyorsunuz. Toplumun her kesiminden kadında, yanlış cinsel bilgilendirme ve toplum-aile baskıları sebebiyle vajinismus görülebiliyor. Bunun üzerine yanlış ve etik olmayan tedavi yöntemleri ile karşılaşan hastalar daha da içine kapanıp, çözüm arayışından vazgeçiyorlar.
***
Telefondaki beyefendi ile yapmış olduğumuz konuşma onun için ne kadar zorsa, benim için de bir o kadar zorlayıcıydı. Uzun zamandır aynı sorunun içinde yaşamak ve çözümsüzlüğe olan körleşmiş inanç ne kadar büyükse benim ikna çabalarım o kadar havada kalıyordu sanki. Konuşmayı iyi dilekler ve doktora gitme konusunda aldığım sözler ile bitirdik. Çok değil 2,5 ay sonra aynı sesi tekrar duydum telefonda. Tanımam mümkün değildi, bambaşka biri konuşuyordu telefonun diğer ucunda. Sesi neşe ile çınlıyordu, hayata yeniden doğduğundan, işten çıkıp eve giderken sanki havada yürüdüğünü hissettiğinden, yeniden aşık olduğundan bahsediyordu. Tedavi olmuşlar ve problemi çözmüşlerdi. Arama sebebi teşekkür etmenin yanı sıra siteden eşi için hediye seçmeme yardım istemekti. Telefondaki adamın neşesi elle tutulabilir kadar gerçek ve bulaşıcıydı. Hissettiğim hazzı, yaptığım işe olan inancımı sanıyorum kelimelere dökmek konusunda başarılı olamam.
***
Okyanusa attığınız küçük çakıl taşının dünyanın öbür ucuna yarattığı etki gibi, birine dokunduğunuzu hissetmek. Yaşarken çok kocaman ve çözümsüz geliyor biliyorum. Ama nefes alıp verdikçe çarenin varlığına inananlardanım size çok romantik gelse de…
Büyüklerin "Allah çaresiz dert vermesin" sözüne bayılıyorum! Vajinismus mu, inanın dert değil işinde ehil uzmanlar tarafından tedavi edildiğinde. Değer mi yüzünüzü düşürdüğünüze, hem kime ne komşu ne der, akrabalar ne konuşur? Onlarla mı geçireceksiniz ömrünüzü.
Sahip olduğunuz tek şeye, bedeninize sahip çıkmak sizden başka kimin elinde?
Paylaş