Paylaş
Kan vücut dokularımıza, organlarımıza ihtiyacı oldukları besini ve oksijeni götürüp karbondioksiti uzaklaştırmaya yarar. Beyine giden kanın aniden azalması veya kesilmesiyle beyin hücrelerimiz besinsiz ve oksijensiz kalır ve hücrelerimiz zarar görmeye, ölmeye başlar. Bunu takiben tabii ki beynimizin zarar gören hücrelerin yönettiği vücut fonksiyonları da durur ya da bozukluk gösterir. Örneğin beynin sağ lobuna inen inme sonucu vücudumuzun sol tarafında bozukluklar çıkar. İnmenin belirtilerini tanımaksa bu konumda çok yararlıdır.
İnme belirtileri nelerdir?
F(face:yüz), A(arms:kollar), S(speech:konuşma), T(time:zaman). Ani olarak gelişen ağızda kayma, kol ve/veya bacaklarda güçsüzlük, konuşma bozukluğu, denge kaybı, bir veya iki gözde görme kaybı hastanın inme geçirdiğini düşündürür. Böyle bir durumda derhal 112 aranmalıdır.
İnme için risk faktörleri nelerdir?
Hipertansiyon, sigara ve yüksek kolesterol inmenin en önemli risk faktörleridir. Halkımız ise bu yüzden büyük bir risk grubudur. Çünkü araştırmalara göre toplumun yarısı yaklaşık bu 3 faktörden birine sahip… Tabii bazı hastalıklar inme riskini arttırmaktadır. Bunların başında bahsettiğimiz gibi hipertansiyon hastalıkları bulunmaktadır. Bunların dışında diyabet hastaları, yüksek kolesterol, atrial fibrilasyon gibi kalp ritim bozuklukları da riski attırmaktadır. Bunlarla kalmıyor, yaşam tarzımız bile riski tek başına çok arttırmaktadır. Sigara kullanmak, hareketsiz yaşam, obezite veya kilo fazlalığı ve yanlış beslenme alışkanlıklarımızı engellersek riski büyük bir ölçüde azaltmış oluruz. Yaş da tabii ki bir risk faktörü. İnme geçiren hastaların ¾’ü 60 yaş civarındadır. 60 yaş sonrası her 10 yılda risk 2 katına çıkar.
Cinsiyette ise durum şöyledir; 55 yaş üzeri erkeklerde kadınlara göre daha yaygın görülür. Yaş ilerledikçe inme oranı kadınlarda artar. Daha önce geçirilmiş inme öyküsü olan hastalarımızın ise tekrar inmeyle karşılaşma riskleri artmaktadır.
İnme tedavisi nasıl yapılır?
İnmenin tedavisi acil tedavidir yani mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Beyin damarı tıkandığında, beyin dokusunda hasar oluşmaya başlar. Bu hasar bekledikçe daha da genişler. Tıkanan damar büyük olduğunda ve süre uzadığında beyin hasarı artar. Bir an önce damarın açılması ise tüm bunları engelleyerek beyin dokusunda oluşan hasarın genişlemesinin önüne geçer. Beyin dokusunda, inme nedeniyle oluşan hasarı, ne kadar kısıtlı tutabilirsek o derece erken ve hızlı düzelme sağlayabiliriz. Bu nedenle, inme söz konusu olduğunda hızlı tedavi erken ve hızlı düzelme demektir. Bu yüzden anlatılan belirtileri fark ettiğinizde direkt hastaneye başvurmanız hayati anlamda çok önemlidir.
İnmenin rehabilitasyonu ise, tüm rehabilitasyon uygulamalarında olduğu gibi, kişinin kendisi ve ailesinin de içinde olduğu tam bir ekip işidir. Amacımız komplikasyonları önlemek, iyileşmeyi hızlandırmak, kendine bakım aktivitelerinde bağımsızlık yardımcı cihazla, mümkünse cihazsız ayağa kalkıp yürütme, hareketliliğin sağlanması, psiko-sosyal uyum, bağımsız ve üretken konuma getirtmedir.
İnmeyi önlemek için doktorunuzun veya doktorlarınızın dediklerine tam anlamıyla uyulmalıdır. Sigara ve alkolden kesinlikle uzak durmak gerekir. Beslenmenizi düzeltip çok yağlı ve karbonhidratlı beslenmemeliyiz. Bununla birlikte diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklarınızın tedavisini aksatmamanız lazım.
Paylaş